En Sıcak Konular

HASTALIKTAN KIRILIYORUZ

27 Kasım 2008 15:28 tsi



Devlet hastanelerindeki yoğunluğun ne kadar büyük boyutlarda olduğunu yerinde görmek için birkaç hastaneyi gezerek, gözlemledim…

Saat:09.00

İlk gittiğim kurum, Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesiydi…
Poliklinik muayene odalarının önü deyim yerindeyse hınca hınç doluydu. Yaşlısı çoluk-çocuğu muayene için sıra bekliyorlar. Koridorda, yürümek neredeyse imkansız…  

Saat:10.30

İkinci durağım, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi…
Asırlık hastanenin yeni faaliyete geçen poliklinik binasına adım atar atmaz, büyük bir insan selinin koridorları doldurduğuna şahit oldum. Bütün muayene odalarının önü doluydu. Kimi vatandaş, muayene olmak için bekliyor, kimi ise tahlil-tetkik sonuçlarını göstermek için sıralarda uzunca kuyruk oluşturmuş… 

Saat:11.00

Son durağım komşu hastane, yani Siyami Ersek Kalp Merkezi…
Muayene odalarının bulunduğu poliklinik katı öyle yoğunki, insan yürürken birbirine çarpıyor. Bu hastanede çok sayıda muayene odası bulunmasına rağmen, bütün odalarının önü çok yoğun…

Bu kurumlarda görev yapan doktoru, hemşiresi, sağlık personeli büyük bir özveriyle çalışıyor…

Eminim diğer devlet hastanelerinin durumu da böyledir…
Poliklinikler, hınca hınç dolu. Her yerden hasta ve hastalık fışkırıyor…
Ülkemizde, son zamanlarda, adeta hasta patlaması yaşanıyor…
 
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 2007 yılında 350 milyon insanımıza poliklinik hizmeti verilmiş. Bu sayıya, özel hastaneler ile üniversite hastanelerinin poliklinik sayıları dahil değildir.

Ülkedeki tüm kurumların poliklinik hizmet rakamları araştırıldığında 2007 yılında yaklaşık 500 milyon insanın muayene olduğu gerçeğinin ortaya çıkacağını söylesem, yalan olmaz…

2008 yılında da bu rakamların katlanarak artacağı kesin bir sonuç gibi…
Bu işte bir çarpıklık, bir anormal durum var…

Avrupa ülkelerinde bulunmuş, konusunda oldukça deneyimli doktor arkadaşım, Avrupa ülkelerinde; hastane ve poliklinik sayısı artıkça, hasta sayılarında önemli azalma gözlendiğini söylüyor…

Biz de ise tam tersi. Ülkemizde, hastane, sağlık ocağı ve poliklinik hizmet sayıları arttıkça, hasta patlaması yaşanıyor…

Soruyorum. Böyle nereye kadar?
Bu durumda, hem insanlarımız daha çok hastalığa yakalanıyor, hem de ülke olarak mali açıdan çok zora düşüyoruz…

Ülkemizde, Sosyal Güvenlik Kurumları’nın gelirleri kendi çarkını çeviremiyor. Her yıl trilyonlarca lira açık veriyor. Bu açığı bütçe karşılıyor. Tabii borçla…

Peki nereye kadar?

Eğer önlem alınmazsa, bunun faturasını halk olarak çok daha ağır ödeyeceğiz...
Acilen koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilerek yurt geneline yayılmalıdır.
Hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce teşhis edilip, hastalığın tedavisinin erken dönemde yapılmasını sağlamak siyasi iktidarların görevidir!

KİRLETİLEN ÇEVRE ÖLÜM SAÇIYOR

Vücutlarında başta arsenik olmak üzere ‘ağır metal’ çıkan Kütahya’daki Eti Gümüş çalışanlarının tedavileri Ankara Keçiören Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde devam ediyor. Hastanenin kapasitesi yeterli olmadığından ağır metal oranı ‘diğerlerine göre az olanlar’ evlerine gönderildi.

Doktor: Yıkılırsınız...
Eti Gümüş A.Ş.’nin siyanürlü atık çamur havuzunda 7 Mayıs’ta meydana gelen kazanın ardından, bölgede uzun yıllardır devam eden çevre ve sağlık sorunları bir bir ortaya çıkıyor. Son yaşanan gelişmelerden biri de sağlık taramasında işçilerin vücutlarında saptanan yüksek orandaki ağır metaller.

Ankara’daki hastanede kan ve saç örnekleri verdikten sonra evine dönen işçilerden biri isyan bayrağını açmış durumda:
“Fabrikada iki yıldır çalışıyorum, daha önce de test yapmışlardı. Ancak Ankara’da öğrendik ki, bizde sadece böbrek, kalp, şeker, kolesterol gibi şeyleri araştırmışlar. Ağır metale hiçbir zaman bakılmamış.”

25 gün raporlu olduğunu belirten işçi, “Bu süre içinde yeni bir iş aramayı düşünüyorum. Geri dönmek istemiyorum. Başka bir yerde çalışmıyorum. Ne de olsa sağlık. Sağlık olmayınca hiçbir şey olmuyor. Herkes aynı şeyleri düşünüyor. Hastanede başhekim, ‘Merdivenin birinci basamağındasınız. Genç yaşlarda bunu yenebilirsiniz ancak 40’ından sonra bu sizi yıkar’ dedi. Yıkılmak istemiyorum” dedi.

‘Cıvayı tutuyorduk’
Aynı işçi Eti Gümüş’te tehlikeli bir yerde çalıştığını da söyledi:
“Zaten tedirgindik. Biraz masraf edilip insan hayatı düşünülebilirdi. Fırınların orada çalışıyorduk. Duman altındaydık. Doktor, ‘Cıvayı buhar haldeyken çekmişsiniz’ diyor. Biz zaten cıvayı görüyorduk. Hatta elimizle tutmaya kalkıyorduk. Bacalar tıkandığında görüyorduk. Arkadaşlarla şakalaşıyorduk. Hadi tut filan diyorduk. Eldivenle tutuyorduk da. Bu kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorduk. Bize eğitim verilmedi.”

600-800 lira maaşlı 800 işçi var
Hastanede tedavisi süren başka bir işçi de raporu bittikten sonra ne yapacağını bilmiyor: “İşçi arkadaşların en büyük üzüntüsü Ankara’da iken yanımıza hiçbir şirket yetkilisinin gelmemesi oldu. Şirketin merkezi Ankara’da. Ben en riskli yerde, en son gümüşün ve ağır metallerin çıktığı yerde çalışıyorum. Bizden sonra olay bitiyor, gümüş yüzde 99.9 saflık düzeyine çıkıp İstanbul’a sevk ediliyor. 33 yaşındayım. Kimi arkadaşlar işi bırakmayı, kimi işyerinin düzeltilmesini istiyor.”

Kütahya’daki Eti Gümüş tesislerinde yaklaşık 800 işçi çalışıyor. Bir kısmı taşeron, bir kısmı da kadrolu çalışan işçiler 600-800 TL maaş alıyor. Sağlık Bakanlığı’nın talebi üzerine 800 işçiden yaklaşık 140 kişide idrar analizi yapıldı. 20 Temmuz’da sonuçları çıkan işçilerden 97’sinde normal sınır değerlerin çok üzerinde ağır metal tespit edildi. İşçilerin hastaneye gitmeleri istendi. İşçilerin tedavileri, 50 hasta kapasiteli Ankara’daki Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde devam ediyor.

 http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-doktor-yikilirsiniz-1-11-36553.html

 

Dilovası’nda Çevre Kirliliği

 

Dilovası’ndaki çevre kirliliği televizyon ekranlarına taşındı. İzmitli ünlü gazeteci Emin Çapa’nın CNN Turk’te sunduğu Dünyanın 1001 hali isimli programda, “Türkiye’de nerede yaşarsanız kanser olma oranınız diğer yerlere göre daha fazla artar?” sorusuna yanıt arandı. Programda ilimizin kansere bağlı ölümler ve çevre kirliliği ile anılan ilçesi Dilovası’na uzunca yer verilerek, ilçeye ait kirlilik verileri ekranlara taşındı.

 

DSÖ: 20’NİN ÜZERİ TEHLİKELİ,  DİLOVASI: 91.3

“Türkiye’de sanayiye bağlı hava kirliliği, insan düşünülmeden yapılan yatırımların en yoğun olduğu, Türkiye’nin sanayi başkenti Kocaeli’de, Dilovası’nda insanlar kanser riski ile karşı karşıya” diyerek Dilovası’na ait verileri ekrana taşıyan İzmitli gazeteci Çapa, Dilovası’ndaki hava kirliliğinin yıllara göre artışından bahsetti. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre havadaki zararlı partiküllerin en fazla 20 birim olması gerektiğini de hatırlatan Çapa, Dilovası’nda bu oranın 2009 yılında 73.3, 2010 yılında 78.0, 2011 yılında 72.7 olduğunu belirtti. Geçtiğimiz yıl bu oran ise 91,3’e yükseldi.

 

ONUR HOCA: ÇÖZÜMÜ VAR AMA…

Programın devamında ilçedeki çevre kirliliği ile ilgili yaptığı araştırmalar yapan Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun görüşlerine de yer verildi. İlçedeki kanser görülme oranının yüzde 32,1 olduğunu ortaya koyan araştırmanın sahibi Hamzaoğlu programda, “DSÖ havada 20 değer tozu sınır olarak kabul ediyor. 2013’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Dilovası’ndaki ölçüm istasyonundan alınan oran 91,3. Bu 5 kata denk gelen bir kirlilik demek. Bunun çözümü var ancak maliyetli. Kardan feragat ederek bu kirliliğin önüne geçilebilir” diye konuştu. Prof. Hamzaoğlu, yaptığı araştırmalar sebebi ile Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ile davalık olmuş, Karaosmanoğlu’nun kendisine ‘şarlatan’ demesi sebebiyle açtığı hakaret davasını kazanmıştı.

 

DİLOVASI HAVA KİRLİLİK ORANLARI

2008 – Veri yok

2009 – 73,3 (Sınır değerin* 3,7 katı)

2010 – 78,0 (Sınır değerin 3,9 katı)

2011 -  72,7 (Sınır değerin 3,6 katı)

2012 – Veri yok

2013 – 91,3 (Sınır değerin 4,6 katı)

 

*Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bir havanın kirli olarak kabul edilmesi için 20 birim partikül içermesi gerekiyor. Dünya genelinde bu oran hava kirliliğinde sınır olarak kabul ediliyor.

 

DİLOVASI KANSERE YAKALANMA ORANI

2008 – Veri yok

2009 – 6,5 kat*

2010 – 7,1 kat

2011 – 6,4 kat

2012 – Veri yok

2013 – 8,7 kat

 

*Türkiye’de diğer bölgelerde yaşayan insanlara göre kansere yakalanma oranı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Kocaeli’de son 7 yılda 20 bin kişiye kanser teşhisi konuldu.

 

http://www.41havadis.com/haber/dilovasinda-cevre-kirliligi-cnn-turkte_h3308.html



Bu haber 3,944 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,480 µs