En Sıcak Konular

ALARM ! GENLERİMİZLE OYNUYORLAR

21 Ağustos 2008 00:06 tsi
ALARM !  GENLERİMİZLE OYNUYORLAR Yeni kitle imha silahı: GDO' lu gıdalar yaygınlaştıkça, hastalıkların da arttığı gözleniyor.

http://slaytyerim.com/slaytlar/cat_view/36-salk.html  

Bilim adamları araştırdı. Genetiği değiştirilmiş organizmalı ürünlerle beslenen anne-babadan olan fare yavrularının tümü öldü. Bu yavrular normal ağırlıklarının da çok çok altındaydı. Bilim adamları uyarıyor:

 

Türkiye'de "parmak çocuk" vakalarında gözle görülür bir artış var... Peki, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) ürünler Türkiye'de yaygın olarak nelerde var? Cevap: Mısır, soya, pamuk ve kolza... GDO'lu pamuk, soya, mısır ve kolza çeşitlerinde kullanılan bazı kimyasal maddelerin doğrudan kanser yapıcı oldukları ise öteden beri biliniyor... Şimdi dikkat! Bu besinler sütten, bebek mamasına kadar 1600 gıda maddesi içinde katkı maddesi olarak kullanılıyor!


GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMA DENEYLERİ

Cumhuriyet Gazetesi'nden Özlem Güvenli'nin haberi şöyle:

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar'ın (GDO) Türkiye'ye girişinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı genelgesine göre yasak olmasına rağmen bu konu ile ilgili kesin bir veri yok. Çünkü yurtdışından gelen hammaddeler ve işlenmiş gıdalar bakanlığın açıklamasına göre "mevzuat eksikliği nedeniyle Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar'ın Türkiye'ye girip girmediği resmi olarak" bilinmiyor. Ama GDO'ya Hayır Platformu'nun geçen yıl Arjantin'den ithal edilen mısırda ve yerli bir bebek mamasında yaptırdığı analizler, GDO'lu olduklarını kanıtladı.

Genetiği Değiştirilmiş Organizma'lı ürünlerin zararlarını ortaya koymak için insanlar üzerinde yapılmış bir deney henüz yok. Dünyada bu konuda analizler yapan 2 bilim adamı var. Bunlardan biri yaptığı analizlerin sonuçlarını kamuoyuna açıkladığı için görev yaptığı Rowett Araştırma Enstitüsü'ndeni görevinden kovuldu.

 İskoç doktor Arpad Pustza, GDO'nun zararlarını ortaya çıkarabilmek için fareleri genetiği değiştirilmiş patateslerle besledi. Farelerin sindirim sistemlerinde bozulma , bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma, tüm iç organlarında küçülme belirledi. Pustza, bu deneyini enstitü müdürü ile paylaştı. İkisi de insanları bu konuda bilgilendirmek gerektiği noktasında birleşti. Pustza, halkı bilgilendirdikten bir gün sonra işinden oldu...

Diğer araştırma da da Rusya Bilim Akademisi'nden Dr. İrina Ermakova tarafından yapıldı. Üç grup fare üzerinde deney yapan Ermakova, bir gruba GDO'lu soya, bir gruba normal soya, bir grubu da normal gıdalar verdi. Bu denemesini 3 kez yineledi. Çünkü şoke edici sonuçlara ulaşmıştı. 3 denemenin sonucunda da benzer sonuçlar çıkınca 2005 yılında bilimsel bir konferansta deneyinin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.

Bu deneyden çıkan sonuçlara göre;

GDO'lu soya ile beslenen anne-babalardan olan farelerin yüzde 56'sı doğumdan 3 hafta sonra öldüler.

Normal soya ile beslenen anne-babadan doğan farelerin ölüm oranı yüzde 9,

Normal gıdalarla beslenen farelerde ölüm oranı ise yüzde 6 oldu.

Yani GDO'lu soya ile beslenen farelerin yavruları 10 kat daha fazla öyüyordu. Ayrıca GDO'lu soya ile beslenen anne-babaların yavrularının yüzde 36'sı normal ağırlığının çok altındaydı. (Not: Bugün Türkiye'de de "parmak çocuk" doğumlarında gözle görülür bir artış var.
 
Hürriyet  12 Mart 2008



Yeni kitle imha silahı: GDO' lu gıdalar

 

Eskilerin dediği gibi, “Ne ekersek onu biçeriz…” Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar yaygınlaştıkça, hastalıkların da arttığı gözleniyor.

İdeoloji olarak gıdanın yeni dünya düzeninde kilit rol üstlenmesinin çeşitli nedenleri var.

Öncelikle dünyanın kalabalık nüfusu ve küresel ısınma, ürün kalitesini düşürürken gelişmekte olan ülkelerin sanayi devrimleriyle çabuk sonuca ulaşmak istemesi ve bu nedenle tarıma sırt dönmeleri ya da dış etkenlerle buna mecbur bırakılmalı gıda üretimini düşürüyor.

Petrol devleriyle entegre bir şekilde çalışan hükümetler, bu öngörüyle hareket edip yeni gücün gıda olduğunu fark ettiler.

1970′lerin ortasında ABD’nin ulusal güvenlik danışmanı olarak çalışan Henry Kissinger’ın, “Petrolü kontrol et, ülkeyi kontrol edersin; gıdayı kontrol et, insanları kontrol edersin” sözü, ABD kontrolündeki genetik oyunları gözler önüne seriyor.

1970′lerde ABD hükümetinin oluşturduğu sonsuz fonlardan beslenerek bilim adamlarının gerçekleştirdiği yoğun çalışmalar, genetik tohumların temelini oluşturdu. Bu konuda en çok emek veren isimlerden Dr. Pusztai, Berk lybar konuyla ilgili yazdığı makalelerle tanınan saygın bir bilim adamı.

Uzun araştırmalarının sonucunda 1997 yılında nihayet yaptığı deneylerin olumsuz sonuçlarını almaya başladı. Özellikle GDO ile beslenen farelerde uzun vadede ortaya çıkan rahatsızlıkların sonucunda Pusztai şu açıklamayı yaptı: “Bu yiyecekleri güvenle tüketebiliriz, tamamıyla sağlıklı ve zararsız maddeler. Ama bir bilim adamı olarak vatandaşlarımızın birer kobaya dönüşmesine asla onay veremeyiz. Denekler sadece laboratuvarlarda olmalıdır.”

YEŞİL DEVRİM

80′ler bilim adamlarının genetik çalışmalar konusunda ülke liderlerine yenik düşmesine tanık oldu. Yeşil Devrim adıyla pazarlanan tohumlar, gelişmekte olan ülkelere rüyalar vaat ediyordu. Yeşil Devrim’e göre çiftçifer bayram edecek, tohumlardan çok daha fazla hasat alacak, bu tohumlarla beslenen hayvanlar çok daha çabuk büyüyecek, daha çok süt ve et verecekti.

İlk kobay Arjantin oldu. Petrol fiyatlarında Rockerfeller Ailesi’nin planları doğrultusunda oynanması sonucu Arjantin ciddi bir borç ve kredi batağına saplanmıştı.

Ardından tavizler vermeye başlayan ve liberalleşen Arjantin hükümeti yavaş yavaş kontrolü dış güçlere bırakmaya başlamıştı. Bu da GDO tohumlarının ülkeye girmesi için yeterli bir nedendi Çok ucuza yabancılara satılan tarım arazileri, ABD tarafından işlenmeye başladı. Bu alanlar GDO soya fasulyesi için biçilmiş kaftandı. GPS sistemiyle uydudan kontrol edilen tarım araçları, çiftçileri işsiz bıraktığı gibi Arjantin’i robotlarla kontrol edilen soya dikim alanına çevirmişti.

10 sene içinde Arjantin’de Yeşil Devrim gerçekleşti ve ekili alanların % 48′i GDO soya fasulyesine dönüştü. Arjantin, süt ineği bile üretemeyen ve sütü Uruguay’dan ithal etmek zorunda kalan bir denekti.

GDO’lu bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen ürünlerin çeşitli sağlık sorunlarına neden olduğu zaman içinde anlaşılıyor.
Göze çarpan ilk belirti alerji.

Nitekim, 1996 yılında, Brezilya kestanesinden ve fındığından soya fasulyesine aktarılan geni içeren ürünler, alerji yapması nedeniyle marketlerden toplatılmıştır.

TERMİNATÖR GENLERİ

GDO’lu bitkilerde bulunan özellikle zararlı ot ve böcek öldürücü genler ile terminatör teknolojisi gereği aktarılmış olan genler de toksin üreterek çalıştıklarından, önemli riskler oluşturmaktadır.

Özellikle, GDO’lu pamuk, soya, mısır ve kolza çeşitlerinde kullanılan bazı kimyasal maddelerin doğrudan kanser yapıcı oldukları bilinmektedir. Öte yandan, sindirim sisteminde tam olarak sindirilmeden dolaşım sistemine geçerek kan hücreleri aracılığıyla normal genoma katılabilen yabancı DNA parçalarının da hastalıklarda etkili olma ihtimali söz konusudur.

Dileğimiz bu gidişe dur diyebilecek bir politika üretebilmemiz. Eskilerin dediği gibi, “Ne ekersek onu biçeriz”.

GDO’yu ekmek, ölümden başka bir şey getirmeyecek.

Kaynak : haberturk  25 Ağustos 2009

 

 

 

 



Bu haber 3,215 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,437 µs