Çağımızda telefondan bilgisayara, aşıdan enerjiye keşfeden ve üreten kazanıyor. Keşfettiği ile değil, tükettiği ile övünenin özgür yaşama şansı yok. Milletler ancak bu şekilde ayakta kalabilir, yoksa ayaklar altında kalır. Çağımızda milletler, ancak bilim ve teknoloji ürettiği kadar özgür ve bağımsız olabilir. Gerçek milliyetçilik budur. Artık sokaklarda bağırarak özgür ve bağımsız olmak söz konusu değil. Bağımlılığın dipsiz kuyusundan ancak bilim ve teknoloji ipiyle çıkabiliriz. Gerçek dünyada keşfettiğiniz kadar özgür, ürettiğiniz kadar bağımsızsınız. Bilim ve teknoloji üretemezseniz, yaşama hakkınızda yoktur, şansınızda. Filistin’den Afganistan’a İslam aleminin sefaleti ve zavallı durumunun asıl nedeni bu. 57 İslam ülkesi, bir İtalya etmiyor.
Beyinleri uyuşturan ve karıştıran zihinsel savaşın hedefi de aynı: ‘Oku, anla, akıl et, araştır, keşfet, Çin’de bile olsa…’ diyen bilimsel anlayıştan uzaklaştırıp bilimsel mandacılığa mahkum etmek. Bilimsel mandacılık; her keşfi, her çözümü dışardan beklemek, başkalarına bağımlı olmaktır. Sürüngenliğin asıl nedeni budur.
İster ulusalcı, ister millici, ister ne olursa olsun, bilim ve teknoloji alanında yapılan icraat yoksa yazılan, çizilen, söylenen herşey hikayedir, masaldır. Bu masalı çoook dinledik. Şimdi artık gözümüz açıldı, acı gerçekleri görüyor, yapılacak devrimi de biliyoruz : Ülke çıkarlarını korumanın, vatanseverliğin, milliyetciliğin en önemli yolu, en önemli kriteri; bilim ve teknolojide devrimdir. Bunu başaracak icraatlar, ülkeleri boyunduruktan kurtarır. Bu irade, inanç ve bilgi yoksa, keşfedene muhtaç, ithal etmeye bağımlı, modern sömürge oluruz. Bu açıdan bakılırsa, bilim ve teknoloji üretemeyen acizlikten, Altay tankını, Göktürk uydusunu yapabilen irade ve güce kavuşuyoruz. Bunlar başlangıçtır ve gerisi mutlaka gelecektir, gelmelidir. Kıbrıs için çıkarma gemisi bile yapamadığımız günleri unutmayalım. Sorun özgürlük ve bağımsızlık sorunu, çözüm ise bilim ve akıl oyunu. Bu oyunu artık biz de oynuyoruz:
Türkiye'nin ilk özgün ana muharebe tankı olan Altay'ın prototipi, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle Koç Grubu şirketlerinden Otokar'ın Sakarya tesislerinde tanıtıldı.
Başbakan Erdoğan, yaklaşık 500 milyon dolarlık harcama ile hayata geçirilen ve 2015 yılında seri üretime geçilecek olan Altay tankının dünya savunma liginde üst basamaklara yükselme konusunda önemli katkılar sağlayacağını söyledi.
ALTAY TANKIYLA YÜKSEK TEKNOLOJİDE BİZ DE VARIZ
Altay tankının dünya savunma liginde üst basamaklara yükselme konusunda önemli katkılar sağlayacağını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına şunları söyledi:
"Ülkemiz için, milletimiz ve savunma sanayimiz için büyük anlam veren ve adeta tarihe şahitlik etmekten büyük iftihar duyuyorum. Bizlere bu gururu yaşatan Milli Savunma Bakanlığımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Otokar ve projede yer alan tüm kuruluşlara teşekkür ediyorum. Bu projede yer alarak mühendis, işçilerimiz, tüm çalışanlara şahsım, ülkem, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Savunma sanayimiz için bir adım atmıştık. Bugün adeta ete kemiğe dönerek sahneye çıkışına hep birlikte şahitlik ediyor ve gururunu yaşıyoruz.
Türkiye Altay projesi ile yüksek teknolojilerini bünyesinde barındıran ve üretebilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasına giriyor. Dünya savunma liginde üst basamaklara yükselme konusunda önemli katkılar sağlayacaktır." Altay tankı projesiyle ülkeye büyük yatırımlar sağlandığını da söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
BÜYÜK YATIRIMLARI ÜLKEMİZE KAZANDIRIYORUZ
"2008 yılında ilk imzayı atarken 78 aylık bir takvim belirlemiştik. Şu anda 46 aya ulaştık. Az önce proje ile ilgili detaylı bilgileri aldım. Yönetim kurulu başkanları ve gerekli mesai arkadaşlarım bunu daha öne çekme gayreti içerisinde olacaklarının ve birkaç yıl öne çekebilme müjdesini verdiler. Bu bizim için gerçekten çok önemli. Bu ülkemizin gücüne güç katacaktır. Altay tankının ilk prototipleri üzerinde 2013 boyunca testler yapılacak. Daha sonra nihai prototipler üretilecek. Daha sonra seri üretim faliyetleri de zaman kaybetmeksizin başlayacaktır.
Gereken kararları zamanında alacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Altay projesi geliştirme faliyetleri için yurt içindeki kabiliyetler kullanılıyor. Otokar tesislerinde elektromanyetik güvenliğin test edileceği yansımasız oda kuruldu. Tank test pisti ülkemize kazandırıldı. Çevre şartları için iklimlendirme odası yapıldı. Makine Kimya Kırıkkale tesislerinde ısı işlem odaları kullanılmaya başlandı. Bu altyapı yatırımları askeri sivil ve bir çok projeye hizmet edebilecek kapasite ve donanıma sahip. Bir tankın üretimininin yanı sıra çok büyük yatırımları ülkemize kazandırıyoruz."
SAVUNMA SANAYİİNDE GEREKLİ ADIMLAR ŞU ANA KADAR NEDEN ATILMADI?
Savunma sanayinde gerekli adımların, gerekli yatırımların atılmadığını sorgulamak zorunda olduğunu söyleyen başbakan Erdoğan, " Son yüzyıl içinde gerek 1'inci Dünya Savaşında, Kurtuluş savaşında yaşadıklarımızı düşünürsek bugün Altay tankının ne anlam ifade ettiğini daha iyi anlayacaksınız. Savaştıkları her cephede destan yazan komutanlarımız vardı.
Sarıkamışta Mehmetçiğin üzerinde çöl kıyafetleri vardı. Askerin ayağında parçalanmış çarıktan başka bir şey yoktu. Koca bir tümen birkaç makineli tüfek ve sınırlı bir mermi ile aç bir şekilde modern ordulara karşı savaşmak zorunda kalıyordu. Medine'de Osmanlı Ordusu kuşatmada açlıktan ölmemek için çekirge yiyerek ayakta kalıyordu. Büyük dedemin de şehit olduğu Sarıkamış'ta askerlerimizi, açlık yokluk kadar, vücutlarını saran bit tüketiyordu. Avrupa ordularından uçak gelişmiş bir araç olarak kullanılırken, bizim zabitlerimiz dahi uçağı kendi üzerine bomba yağdırırken gördü" dedi. Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
GEREKLİ YATIRIMLARIN NEDEN YAPILMADIĞINI SORGULAMALIYIZ
"Kurtuluş savaşımız esnasında cephane gizlice Karadeniz sahillerine, Kastamonu İnebolu sahillerimize ulaşıp içerdeki cephelere ulaşıyordu. Kastamonu şehrine kadar Şerife Bacı cephanenin üzerine örttüğü yorgan kaldırılınca, kağnıda otların arasında çaputtan bir bebek ağlıyordu. Bu tank inanıyorum ki Şerife Bacı'nın da ve onun ruhlarını şad edecek bir anı taşıyor. Özeleştiriyi yapmak zorundayız. Şerife Bacının donarak şehit olduğu günden 81 yıl geçti.
Savunma sanayinde gerekli adımların, gerekli yatırımların neden yapılmadığını sorgulamak zorundayız. Türkiyenin neden uçağı topunu tankını yapmaktan uzak tutulduğunu detaylı sorgulamak zorundayız. Rahmetli Nurettin Demirağ Türkiye'de yerli uçak sanayinin temellerini atıyor. Bakıyorsunuz gizli bir el atıyor. Yoksullukla şehit olan Mehmetçiklerimiz adına bunları sorgulamak zorundayız. Son 10 yılda savunma sanayinde önemli yol katettik. Türkiye milli piyade tüfeğini, kendi helikopterlerini üretir hale geldi. Sadece üretmekle kalmıyoruz. Dünyaya savunma sanayini ihraç ediyoruz. Eksiklerimiz yok mu? Var. Bunları da gidermek zorundayız. Tüm bu alanlarda gurur duyduğumuz işlerden biri insansız savaş uçağı üretimi. ABD ve İsrail'den sonra 3'üncü ülke konumuna yükseldik. Dünyanın her yerinde Göktürk 2 uydusunu da kısa bir süre içersinde uzaya göndereceğiz. Barışçıl dış politikamızla emniyet yatırımlarımızla, 2023 hedeflerimize doğru hızla yol alıyoruz. Milli imkanlarla geliştirdiğimiz savunma sistemleriyle ordumuzun gücüne güç kattık. Bundan sonraki günlerde desteğimizi sürdüreceğiz. Ürettiği sistemleri dost ve müttefik ülkelere ihraç eden ülke olarak emin adımlarla devam edeceğiz."
Karmaşık ve ileri teknoloji ürünü planlanan takvime uygun olarak, hatta birkaç yıl önce gerçekleştirmesi bizi memnun ediyor. Önümüzdeki dönemde milli tank Altay'ı Silahlı Kuvvetlerimizin hizmetlerine sunulmasını planlıyoruz. Bir kez daha tüm kurumlarımızın Milli Savunma Bakanlığımızı yürekten tebrik ediyorum."
Konuşmalarının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Altay firmanın alt yüklenici firmalarının yöneticilerine plaket verdi. Daha sonra Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Altay tankı önünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a tankın maketini sundu.
BİR İLKE İMZA ATMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç da milli tank Altay projesi ile bir ilke imza atmanın gururunu yaşadığını belirterek şöyle devam etti:
"Milli model tank üretim projesi Altay projesi ile bir ilke imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Türk savunma sanayi için bir milat bugün. Otokar'ın 20 yıla aşkın süredir Türk savunma sanayine yaptığı katkıya hep beraber şahit olduk. Otokar bugün tasarım ve ortaya koyduğu araçlar ile ününü yurt dışına taşımış ve gururumuz olmuştur. Simdi ise bu prestijli projesini sergilemektedir. Dünyanın en ana muhabere tankı olarak Silahlı Kuvvetlerimizin gücüne güç katacaktır. Uzmanlaşmanın teşvik edilmesi savunma sanayimizin daha iyi noktalara ulaşacağına inayorum. Sayın Başbakanım Altay tankı ile söz vermiştik. Altay takımı size vermiş olduğu sözü tutmak için Altay takımı canla başla çalışıyor. Ülkemiz için Altay'ın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
Otokar Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen de "Bundan 52 ay önce yine burada sayın başbakanımızın huzurunda ilk imzaları atmıştık. Birinci etapta TSK'nın ihtiyaçlarını ve beklentilerine uygun bir ana muhabere tankı için kavramsal tasarım çalışmalarına başladık. Detay tasarım faliyetlerine devam ederken ilk prototipi üretmek için yatırımlar yaptık. Toplam 26 milyon dolarlık yatırımı gerçekleştirdik. Projenin son etabı ise seneye başlayacak. İki prototip daha gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
ALTAY'DAN MUHTEŞEM GÖSTERİ
Bugüne kadar yapılan testlerde 2000 km'den fazla yol katetmiş olan Altay'ın ilk prototipi, törene katılan ziyaretçilere Otokar'ın tank test pistinde özel bir gösteri yaptı. Yan eğim, kendi ekseni etrafında dönme, hız, ivmelenme, süspansiyon, stabilizasyon parkuru ve arazide sürüş gibi hareket kabiliyeti testlerinin yer aldığı gösteri büyük beğeni topladı.
ALTAY'IN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
4 kişilik mürettebat, yeni nesil 1500 beygir gücünde güç grubu, 120 mm 55 kalibre ana silah, modüler kompozit zırh, yeni nesil atış kontrol sistemi, elektrikli top kule takat sistemi, komuta kontrol muhabere bilgi sistemi, muharebe sahası tanıma tanıtma sistemi, nükleer ve kimyasal tehdit algılama sistemi, yangın söndürme ve infilak bastırma sistemi, uzaktan kumandalı silah sistemi (12.7 ve 7.62 mm), kule makineli tüfeği, lazer uyarı sistemi, yaşam destek sistemi, KBRN koruması, 360 derece durumsal farkındalık sistemi bulunuyor.
500 MİLYON DOLARLIK BÜTÇE
İlk Türk milli tankının tasarımı, prototiplenmesi, testleri ve kalifikasyonu için yaklaşık 500 milyon dolarlık bir bütçe öngörülüyor. Altay tankının fizibilite çalışmaları 2005'te tamamlanıp, Milli Tank Üretim Projesi (MİTÜP) çerçevesinde 30 Mart 2007'de yapılan Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısı sonucunda Savunma Sanayii Müsteşarığınca proje ana yüklenicisi olarak Otokar belirlenmişti.
İSMİNİ KURTULUŞ SAVAŞINDAN ALDI
İsmini Kurtuluş Savaşı'nda 5'inci Süvari Kolordusu'na komuta eden Fahrettin Altay'dan alan milli tankın tasarım ve geliştirme dahil tüm fikri mülkiyet hakları Türkiye Cumhuriyeti'nin olacak.
EA,ZT(MB/AAA) - Sakarya / Adapazarı
Göktürk-2 uydusu aralıkta uzayda
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdür Vekili Tamer Beşer, Göktürk-2 uydusunun Fransa’da son testlerinin yapıldığını, uydunun Kasım ayının ilk haftasında Ankara’dan Çin’e gönderileceğini söyledi. Göktürk-2’nin Çin’in Gobi Çölü’ndeki Jiuquan Uzay Üssü’nden uzay yolculuğuna çıkarılacağını kaydeden Beşer, fırlatmanın 15-25 Aralık tarihleri arasında planlandığını açıkladı.
2.5 metre çözünürlük
Ağırlığı 450 kilogram olan uydunun 2.5 metre çözünürlüğü bulunduğunu anlatan Beşer, Göktürk-2’nin teknolojik özelliklerini şöyle sıraladı: “Göktürk-2’de tüm görev bilgisayarının yazılımı ve görev bilgisayarı yüzde 100 yerli olarak üretildi. Milli uçuş bilgisayarı, yazılımlar yer istasyonu yazılımlarımız yüzde 100 yerli.
Uydunun 2,5 metre çözünürlüğü bulunuyor. RASAT’da bu çözünürlük 7,5 metreydi. Göktürk-2, Türkiye ve civarından aldığı görüntüleri anında Türkiye’ye indirebilecek. Yerden 700 kilometre yükseklikte güneşe eş zamanlı yörüngeye girecek olan uydu, dünyanın herhangi bir noktasından görüntü de alabilecek. Uyduyla haberleşme, Türkiye’nin bulunduğu bölgeden uydunun geçtiği sabah ve akşam saatlerinde kurulacak. Uydu 93 dakikada bir dünyanın çevresinde bir tur atacak. Her turda kuzey ve güney kutbundan bir kez geçecek.
“Uydunun devreye alma işinin Norveç’in Svalbard Adası’ndan yapılacağını bildiren Beşer, fırlatma tarihlerinde bölgede 6 ay gece yaşanacağından buradaki Türk mühendislerinin çalışmalarını gece yürüteceğini söyledi.
Göktürk-2’nin bir yer gözlem uydusu olduğunu anlatan Beşer, uydunun çevre, şehircilik, doğal afet gibi durumlarda da rahatlıkla kullanılabileceğini dile getirdi.
‘Dünyada ilk 25’teyiz’
Türkiye’nin dünyada uydusunu kendi yapan ülkeler statüsüne geldiğini, Göktürk-2’nin görüntü çözünürlüğünün de iyi bir seviyede olduğunun altını çizen Beşer, “Dünya üzerinde kendi uydusunu yapan bir ülke olarak ilk 25’teyiz.
Bu güzel bir yer. Çünkü Avrupa ülkelerini de sayıyoruz burada. Bu listede ön sıralarda, fırlatma kabiliyeti olan ülkeler geliyor” diye konuştu. Türkiye’nin, RASAT’ı başarılı bir şekilde uzaya fırlatmanın verdiği tecrübeye sahip olduğuna işaret eden Beşer, “Göktürk-2’de daha tecrübeliyiz. Fırlatmanın hemen ardından ilk sinyali alabilmeyi tahmin ediyoruz” dedi.
İlk askeri keşif uydusu Göktürk-2 uğurlandı
6 Kasım 2012
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyacı doğrultusunda üretilen yer izleme istasyonu uzaya fırlatılmak üzere Çin'e uğurlandı. Türkiye'nin ilk askeri keşif uydusu Göktürk-2, 25 metrelik çözünürlüğe sahip.
Törende konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "İlk milli yer gözlem uydumuzu 2010 yılında göndermiştik. O uydu ile Türkiye'nin yüzde 98'ini görebiliyorduk. Şimdi Göktürk-2 ile dünyanın her yerinden görüntü alma imkanımızı olacak. Bu teknoloji sayesinde hem askeri hem de sivil bir çok konuda fayda sağlayacağız." diye konuştu.
Aralık ayı sonunda Çin'den uyduya fırlatılacak Göktürk uydusu 140 milyon TL değerinde. Türkiye'nin kendi uydusunu üretebildiğini, ancak hala uzaya fırlatma teknolojisine sahip olmadığını belirten Teknoloji Bakanı Ergün, "1 metreden 20 cm'ye kadar çözünürlüğe ulaşan uyduları uzaya fırlatma hedefindeyiz. Bu projeler Türkiye'nin teknoloji seviyesini gösteriyor. Kompleksler sona ererek, öz güvenler geliyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin ilk gözlem yer istasyonunun 26 Aralık'ta uzaya fırlatılacağını söyleyen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, Türkiye'nin fırlatma teknolojisine sahip olmadığı için uydunun Çin'den fırlatıldığını bildirdi.
Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu yükselttiğini hatırlatan Altunbaşak, "Fitch Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyesine yükseltti. Biz de özellikle Fatih Projesi gibi teknolojik projelerde Türkiye'ye yatırım yapma zorunluğu getiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Öte yandan 2007 Mayıs tarihinde başlanan projenin bu yıl sonunda tamamlanması ve aralık ayı sonunda uzaydan ilk görüntülerin alınması bekleniyor. Proje, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, TÜBİTAK, TUSAŞ ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ortaklığınca hayata geçirildi.
(CİHAN)
Türkiye’yi uçuracak bor projesi
TÜBİTAK, bor temelli ürünlerin geliştirilmesi için 9 projeye destek verme kararı aldı.
TÜBİTAK, dünya rezervlerinin yüzde 72′sini elinde bulunduran, ancak tamamına yakınını dışarı satan Türkiye’de, bor temelli ürünlerin geliştirilmesi için 9 bilimsel projeye 4 milyon TL’lik destek verme kararı aldı.
Türkiye, çıkarılan bor madeninin yüzde 99,5′ini ihraç ediyor ve bor, dünyada çoğu stratejik 500′e yakın alanda değerlendiriliyor. Türkiye’de de bor sanayinin gelişmesi, yaygınlaşması ve ülke ekonomisine daha fazla katma değer sağlaması amacıyla bir süre önce TÜBİTAK ve BOREN arasında işbirliği yapıldı.
104 PROJE BAŞVURDU
Türkiye’nin sahip olduğu bor madeninden daha fazla yararlanılması için TÜBİTAK, Mayıs 2012′de ”Yeni Bor Ürünlerinin, Üretim Teknolojilerinin Geliştirilmesi Ve Kullanım Alanlarının Yaygınlaştırılması” başlıklı çağrı programını başlattı.
Küçük ölçekli projelere 500 bin, orta ölçekli projelere 1 milyon ve büyük ölçekli projelere de 2,5 milyon liraya kadar destek verilen çağrı kapsamında 104 proje başvurusu yapıldı.
41 projenin ikinci aşamaya başvuru hakkı kazanmasının ardından projelerden 27′si değerlendirmeye alındı. TÜBİTAK Araştırma ve Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından düzenlenen panellerde, bor için sunulan projeler konunun uzmanlarınca tek tek değerlendirildi. 1003 Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında 27 projeden 9′u destek almaya hak kazandı.
Yeni bor ürünlerinin geliştirilmesi ve yaygın kullanım alanlarının araştırılmasını hedefleyen projelerle pazar imkanı geniş yeni kullanım alanları oluşturulacak.
9 PROJEYE 4 MİLYON TL DESTEK
Bor ürünlerinin geliştirilmesi ve kullanım alanlarının yaygınlaştırması için hazırlanan 9 projeye toplamda 4 milyon liranın üzerinde destek verilecek. Projeler, otomotiv, sağlık, malzeme ve enerji alanlarını kapsıyor. Destek verilecekler şunlar:
Ahmet Alıcılar (Gazi Üniversitesi), Alpay Kimyonok (Tekpol Teknik Poliüretan San. Tic. A.Ş.), İsmail Duman (İstanbul Teknik Üniversitesi), Mehmet Sankır (TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi), Mustafa Çulha (Yeditepe Üniversitesi), Necmi Bıyıklı (Bilkent Üniversitesi), Sevda Avcı (Bursa Teknik Üniversitesi), Sevim Ünügür (Fatih Üniversitesi) ve Zekai Halıcı (Atatürk Üniversitesi).
TÜBİTAK, ilerleyen dönemde bor alanında yeni bir çağrıya daha çıkacak.
AA
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle