En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
1 Eylül 2008

ZİHİNSEL ÖZGÜRLÜK NASIL SAĞLANIR ?



• Zihinsel özgürlük için ilk yapılacak iş, her konuda kendi özgür tercihimizi açıkça belirtmekten geçer. Özgürlüğün en basit şekli, ifade özgürlüğüdür.

Beden dilimizle veya dilimizle seçmek ya da seçmemek...

İşte bütün mesele bu! Bizler seçimleri, seçimler yaşam tarzını yaratır.  

• Bizim yaşam tarzımızı belirleyen, bilinçli veya bilinçsiz yaptığımız bu seçimler olduğuna göre doğru ve sağlıklı seçim nasıl yapabiliriz?

Yaşam tarzımızı karartan kötü alışkanlıkları seçmekten nasıl kurtulabiliriz? Bu soruları cevaplayan disipline ‘seçme yönetimi’ diyoruz.

• Seçme yönetimi ve içe dönük konuşma yöntemi birlikte kullanıldığında yaşam tarzımızı belirleyen doğru seçimler yaparız. Bu seçimlerin beyinde oluşturduğu doğru programlar da doğru seçimler yapmamızı sağlar. Bu şekilde çığ gibi ilerleyen değişim, eskiden kalan ne kadar kötü program ve kötü alışkanlık varsa hepsini siler süpürür. Yaşam tarzı sağlıklı yöne doğru değişmeye başlar... 

• Hayatın ilk yıllarında seçme özgürlüğü verilmeyen birey ve toplumlarda ‘seçme yönetimi’ disiplini ve alışkanlığı gelişmez. Ansızın gelişen olaylarda şunu mu yapayım? Bunu mu seçeyim demeye tabii ki zaman yoktur ve her şey bir anda olur biter. Baklavayı iştahla yedikten sonra pişman oluruz.

• Zihnimizin derin yönetimine, her konuda ayrıntılı direktifler önceden verilmemişse, işimiz zordur. Onun için çok önceden niyet etmeli ve bu niyeti sık sık tekrarlamalıyız. Bu şekilde davranmazsak dış dünyadan beynimize yağan bilgi bombardımanı sonuçta bizi yönetir hale gelecektir.

• Biz insanlar hayatımız boyunca milyarlarca seçim yaparak yaşarız. Bu seçimlerin toplamı bizim yaşam tarzımız olur. Alkol veya sigara içmek veya içmemek, yanlış veya doğru beslenmek, spor yapmak veya yan gelip yatmak, sağlığa özen göstermek veya boş vermek. Bunların hepsi bir seçimdir ve bu seçimlerin toplamı bizim hayat tarzımızdır.

• Seçimler bize ait değilse, yaşadığımız hayat bizim olamaz.

• Seçmemek te aslında bir seçimdir. Yönetimin dış dünyaya devredildiği anlamına gelir. Çünkü hayat boşluk bırakmaz.

Yönetemiyen; yönetilir. Bu kadar basit. 

 

Kurtuluş; Zihinsel devrim !

 

• Beynimize sızarak irademizi esir alan, yaşam tarzının zihinsel yönetimini tasfiye etmeliyiz. Sigaradan şişmanlığa ‘elimde değil’ diye sızlandığımız her konuda, özgürlüğü sağlamanın başka yolu yoktur.   Beynimize yaşam tarzı kılığında giren sanal mikroçipleri söküp atmalıyız.

Küresel saldırının zihinsel işgaline karşı yapılan bu kansız ve demokratik devrimi başarmak, hem çok kolay hem de çok zordur.

Kolaydır çünkü derin irade; ‘taşıdığım vücut bana ait, sen kim oluyorsun da benim iradem dışında, beni dışarıdan dayatılan bir yaşam tarzının kölesi yapmak istiyorsun?’ dediği anda, yönetim bizim elimize geçmiş demektir. Zordur çünkü, bu iradeyi gösterecek babayiğit çok azdır. Çünkü bu devrimi yaptığınız andan itibaren, dış dünyanın zevk ve cukkalarından mahrum olursunuz.

• Kalp krizi, kanser, ağır bir ameliyat veya felç gibi ciddi sağlık sorunlarında, ölümün soğuk nefesini hisseden irademizin, kötü alışkanlıkların esaretinden kurtulmak için bu özgürlük devrimini yapmaktan başka şansı yoktur.

Krizle dibe vurma halinde kurtuluşun yolu özgürlük, özgürlüğün yolu zihinsel devrimdir. Ekonomik, sosyal, ruhsal veya bedensel her çeşit krizde sarsıntı sonrası yeni bir yaşam kurulurken bu değişimi sıklıkla görebiliriz. Sigarayı asla bırakamayacağını düşünen birçok kişi kolaylıkla bırakır, kilo verir, canının kıymetini anlar.

• Kriz dışında bu yöntemi kullanan insan sayısı sınırlıdır. Çünkü bu zihinsel devrim, güçlü bir irade ve yöntem hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bu bilginin bir eğitim programı olarak öğrenilmesi de iradeyi gerektirir. Ancak, sıradan insanlar için öğrenme disiplini sıkıntı vericidir. Toplumun çoğunluğunu oluşturan sıradan insanlarda, arzu ve heveslerin esiri olma dışında ne bir irade ve ne de bilgiyi uygulama disiplini vardır.

• Zihnimizin hafıza kartına ısrarla yazacağımız emir ve talimatlar, bu kansız ve demokratik devrimin zaman içinde hayata yansıyan temel işletim programıdır. Zihinsel işgale karşı yapılan bu devrim, aşağıda özetlendiği gibi aslında bir özgürlük ve bağımsızlık hareketidir:    

• ‘Zihnimin denetimini elimde tutarım. Kimsenin kölesi olmam, kimseye gel beni yönet demem. Yaptığım her tercih ve verdiğim her kararda sorumluluk benimdir. Tercihlerim yalnızca bana aittir. Hiçbir zaman, hiç kimsenin benim yerime karar vermesine, hayatım ve davranışlarım üzerinde baskı kurmasına izin vermem. Bağımsızlık benim karakterimdir. Mücadelemde yeni araçlar, yeni yöntemler geliştirir, her çeşit sorunun üstesinden gelirim. İnançlarım ve değerlerim için yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Gerekirse her türlü acıyla yüzleşirim.’ 

 

Tarihi karar:  

Acıyla yüzleş! Hazzı ertele!

.

• Zihnimizi dış dünyanın dayatma ve bağımlılığından kurtarmak ve kendi egemenliğimiz altına almak, derin irade için tarihi bir karardır.

Dış dünyanın alışkanlık yaratan geçici zevklerinden vazgeçme kararı güçlü bir iradeyi gerektirir. Bu karar acı verici bir süreç demektir.

İşte insanoğlunun en büyük problemi burada düğümleniyor. Acılardan kaçma ve hazzı erteleyememe zaafı, sağlıksız yaşam tarzımızın devamında en önemli faktördür.

• Bu zaaf insanoğlunun kalıtsal hastalığı olup, çocukluk döneminde bu zaafı kaldıran programlar ve yol haritası, aile içinde ve okulda verilmemişse o kişinin işi zordur. Çünkü acılarla yüzleşme ve hazzı erteleme öğretisinin sonraki yıllarda öğrenilmesi zor ve zaman alıcıdır. Ancak kriz sonrası dönemlerde, krizin yol açtığı acı faturanın canımızı yakması nedeniyle eski tutum ve bağımlılık programları sarsılır ve çoğu kişi bu dönemde tarihi bir karar vererek bağımlılıktan kurtulur.

 

Kaynak: 

www.kemalyesilcimen.com 

Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap 9. Baskı, 2008

Helmstetter S.: Bizi biz yapan seçimlerimiz (CHOİCES). Sistem yayıncılık.1996

TÜM YAZILAR İÇİN LÜTFEN AŞAĞIDAKİ KUTUYA BAKINIZ

 



Bu yazı 3,821 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,083 µs