Dr.
Kemal Yeşilçimen
11 Haziran 2015
GÜCÜN KAYNAĞI TEKNOLOJİDİR
DÜNYADAKİ SAVAŞ;
Üst akılla alt akıl arasında.
Üst akıl bilim teknolojiye hakim.
Alt akıl upgrade olamazsa, önce köle olacak, sonra yok olup gidecek.
Yaşamanın yolu bilim ve teknolojiden geçiyor. Bu devrimi yapamayan kırıntı akla döner, kırıntı peşinde koşar. Dünyanın yarısı günde 2 dolara yani kırıntıya talim ediyor. Dünyayı etkileyen 62 ailenin geliri ise dünyanın yarısının gelirinden fazla.
Neden mi?
Bilim ve teknolojiye onlar yön veriyor ve onlar hükmediyor. Sanayi devriminden dijital devrime, yapay zekadan biyoteknolojiye, ilaçtan aşıya trilyon dolarları getiren teknoloji onların eseri. Ekonomik, siyasi, askeri gücün temeli parayı kazanan
teknolojidir. Apple 3 trilyon dolarlık kazancıyla kaç Türkiye ediyor? Lüks ithalat ve israfla çarçur ettiğimiz milyar dolarları kimden dileniyoruz?
Trilyonlarca doları kazanan teknolojidir. Bu paranın gücüyle hükmeden ise bilim ve teknolojiye yön veren küresel akıldır. Küresel finansa 270 trilyon dolar borcu olan devletler ise bunlardan para dileniyor. ABD bile borçla yaşıyor. Borç alan emir alıyor. Vietnamdan Iraka Küresel finans ne derse yapmak zorunda.
Çağımızda akıllı telefonu, nükleeri, uçakları, yüksek teknoloji, ilaç ve aşıları üreten kazanıyor. Bilim, teknoloji, tasarım, üretim ve para, Da Vinci'nin şifresidir. Bu şifreyi kesintisiz çözen ülkeler zengin ve gelişmiş olur. Bilim ve teknolojide geri kalan ülkeler hammaliye işlerle uğraşır. Bilim ve teknolojide ileri giden ülkeler, trilyonlarca dolarlık zenginlik ve bilimsel araştırma yatırımlarıyla gelişmiş silah, techizat ve güçlü ordulara sahip olduğu için geri kalan ülkeleri çeşitli yöntemlerle vesayet altına alır. İslam ülkelerinin vesayet ve yoksulluk altında ezilmesinin nedeni budur. Askerin palaskasında bile Natoya muhtaç olmanın nedeni, II. Dünya savaşı sonrası dayatılan teknolojik kısırlaştırma ve ithalata dayalı modern sömürü sistemidir.
GÜÇ TEKNOLOJİDİR, TEKNOLOJİ NÜKLEERDİR...
Ekonomiden üretime, siyasetten savunmaya kadar herşeyin temeli teknolojidir. Teknolojiniz yoksa akıllı telefondan uçak ve otoya kadar dışa bağımlı olduğunuz için ekonominiz bozulur, borç almak zorunda kalırsınız. Borç alan emir alır. Düyunu umumiden, Dervişe mahkum olduğumuz 2001 krizlerine kadar bu acıyı son 2 asırdır yaşıyoruz. Silah, füze kalkanı, uçak, nükleer teknolojiniz yoksa, savunmanızda dışa bağımlı olursunuz. Nükleerden füze kalkanına, ilaçtan aşıya bilim ve teknoloji üretemeyen, 4. sanayi devrimini yapamayan ülkeler, yapanların uşağı olacak yani modern köle olacak.
Çağımızda telefondan bilgisayara, aşıdan enerjiye keşfeden ve üreten kazanıyor. Keşfettiği ile değil, tükettiği ile övünenin özgür yaşama şansı yok. Milletler ancak yüksek teknoloji ile ayakta kalabilir, yoksa ayaklar altında kalır. Çağımızda milletler, ancak bilim ve teknoloji ürettiği kadar özgür ve bağımsız olabilir. Artık sokaklarda bağırarak özgür ve bağımsız olma dönemi bitti.Bağımlılığın dipsiz kuyusundan ancak bilim ve teknoloji ipiyle çıkabiliriz. Gerçek dünyada keşfettiğiniz kadar özgür, ürettiğiniz kadar bağımsızsınız. Bilim ve teknoloji üretemezseniz, yaşama hakkınızda yoktur, şansınızda. Teknolojik üstünlüğünüz yoksa, namus ve hayatınız ayaklar altında kalır. Nükleer dahil üstün teknolojiniz yoksa vahşet ve katliamlara maruz kalmak kaderiniz olur. Filistin’den Afganistan’a İslam aleminin sefaleti ve zavallı durumunun asıl nedeni bu. Hepsi de batının oyuncağı olmuş, kan revan içinde perişan. İslam ülkelerini bu hale getiren Modern sömürgecilik sistemi, cep telefonundan uçağa, ilaçtan aşıya önce bağımlı yapıyor, sömürüyor, sonra da kaos ve iç savaşla acımadan yok ediyor. Kabenin güvenliğini bile gavurun füze kalkanı koruyor. Doğal kaynaklara sahip 57 İslam ülkesi bilim ve teknolojide maalesef bir İtalya etmiyor. Bu yüzden ayaklar altında eziliyor, sömürülüyor. Zengin arap ülkeleri ise bundan utanmak yerine trilyon dolarları lüks ve israfla vahşi batıya hediye ediyor.
Eski Türkiyede teknolojik gerilik nedeniyle askerin palaskasında bile Natoya muhtaç olduk. Çıkarma gemisi vermedikleri için Kıbrısa çıkamadık geri döndük. Parasını verdiğimiz uçak, silah ve cephaneyi bile kullanamazsın dediler, boynumuzu büktük. Ambargo ile elimizi kolumuzu bağladılar. Güçsüz olan milletler, güçlü olanların ayakları altında kalmaya mahkumdur. Gücünüz kadar yaşar, gücünüz yoksa çökersiniz. Güçle korunmayan ekonomi ve zenginlik ergeç yağmalanmaya mahkumdur. İşte İslam dünyası. Gücünü gösteren haracını alıyor. Güç teknolojidir. En caydırıcı teknoloji ise nükleerdir. Teknoloji üretemeyen milletler her yönden bağımlıdır. Bizi hamaset değil teknoloji kurtarır. Teknoloji üretirsen özgür ve bağımsız olursun.
Teknolojik işgale direniyoruz. Biliyoruz ki, üstümüze köpeklerini salan düşmanın vicdanı yoktur. Biliyoruz ki, soykırım yasaları çıkaran düşmanın insafı yoktur. Bunlara karşı koyacak teknolojik gücünüz yoksa acımazlar. Uçak düşüren son model Stinger füzelerini terör örgütlerine veren, canlı bombaları üstümüze salan düşman niye acısın? Ülkenizi koruyacak teknolojiniz yoksa, namus ve şerefiniz zelil olur, ezilir yok olursunuz. İşte Irak, işte Suriye, işte Filistin...
Ülkemizin kaynaklarını dışarıya pompalayan bilimsel ve teknolojik mandacılık sistemine karşı, şimdi milli ve yerli direniş başladı. Teknolojik kısırlığa mahkum eden sömürü sistemi değişti. Sömürü sisteminin piyonları temizlendikçe Türkiye kendine geliyor. Artık kimseye muhtaç ve bağımlı olmadan tanktan elektrikli otoya, ilaçtan aşıya teknolojiyi biz üreteceğiz. Teknolojik işgale karşı çalışarak, keşfederek, üreterek direneceğiz.
Bilim teknoloji ve arge merkezleri açıldı. Araştırmalar son sürat devam ediyor. Milli ilaç ve aşı merkezinde çalışmalar son hızla devam ediyor. Akıllı telefon yaptık, elektrikli oto, savaş uçakları helikopter ve tanklar yakında piyasaya çıkıyor. Bütün engellere rağmen ilk defa motor ürettik.
Altay tankı, Atak helikopteri, Göktürk uydusu, İnsansız hava aracı İHAlar, SİHAlar, milli denizaltı, milli uçak, lazer güdümlü füzeler, milli yazılımlar... Şimdi de nükleer teknoloji...
Türkiyenin teknolojik devrimine karşı çıkan sömürü dünyasının amacı, kurudukça sulanan yeşerdikçe budanan ezik ve bağımlı eski Türkiye.
Artık devir değişti. Kimseden izin almadan, yedi düvele rağmen, kendi silahımızla, kendi irademizle operasyonlar yapıyoruz. Johnson mektubuyla tehdit edilen, İMF kapılarında para dilenen eski Türkiye yok artık. Sömürgecilere posta koyan Milli irade ile kötü kaderimiz değişiyor, değişecek.
Direne direne kazanacağız.
HEDEF : TAM BAĞIMSIZ SÜPERGÜÇ TÜRKİYE
2015
Bu yazı 722 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
14 Mart 2025
HASTALIK BORSASINDA KAYBOLAN SAĞLIK - 2008
-
28 Şubat 2025
SAĞLIKTA KÜRESEL DEVRİM
-
16 Şubat 2025
NEDEN BÖYLEYİZ? - 2
-
11 Şubat 2025
KISIRLIK LAFLA ÖNLENMEZ
-
27 Ekim 2024
NEDEN BU KADAR HASTAYIZ
-
27 Ekim 2024
ÇÖZÜM NE?
-
21 Ekim 2024
SAĞLIKTA KÜRESEL OYUNLAR
-
19 Ekim 2024
HASTALIK BORSASINDA KAYBOLAN SAĞLIK - 2008
-
15 Mayıs 2024
OTLARLA ALDATMAK - 2017
-
7 Mayıs 2024
MODERN SÖMÜRÜDEN POSTMODERN SÖMÜRÜYE...
-
4 Mart 2024
NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
-
13 Ekim 2023
GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
-
27 Eylül 2023
ÇARE SİZSİNİZ 2008
-
17 Temmuz 2023
NEDEN BÖYLEYİZ?
-
20 Nisan 2023
GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
-
14 Şubat 2023
BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
-
8 Şubat 2023
SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
-
4 Mayıs 2022
YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
-
12 Mart 2022
HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
-
11 Ekim 2021
TÜM SORUNLARIN ANASI
Yorumlar
+ Yorum Ekle