Dr.
Kemal Yeşilçimen
21 Temmuz 2008
TÜM SORUNLARIN ANASI
TÜM SORUNLARIN ANASI
Batıl sistemlerde siyasetin amacı sömürüdür bunun yolu da yolsuzluktur. Yolsuzluğu organize eden mimar ise siyasettir. Yolsuzluk acıtmadan ve sinsice yapılan sömürüdür. Yolsuzluğa giden kaynakların çok daha fazlası, Bermuda sistemiyle sömürülür. Bin dolarlık rüşvetle milyon dolarlık sömürü yapılabilir. Bermuda şeytan üçgeni hem sömürge ülkelerde hem de sömüren ülkelerde, milletlerin zenginliğini, sağlık ve hayatını yutan karadeliktir. Bu üçgen siyasi figürler, bürokratik figürler, iş dünyasındaki figürlerden oluşur. Bu karadeliği yaratan veya yok eden güç ise, karanlık enerji ve antimadde olan küresel akıldır. Kimse onu göremez, ispat edemez ama idrak edebilir.
Yolsuzluk kamu kaynaklarının dörtte birini yutmakla kalmıyor.
Tüm kötülüklerin kaynağı yolsuzluktur.
Hukukun çiğnenme nedeni.
Kuralsız ve ahlaksız toplumun nedeni.
Enflasyonun nedeni.
Liyakatsiz kadroların işbaşına gelmesinin nedeni.
Yoksulluğun nedeni.
Enkazların nedeni.
Sömürünün nedeni.
Cari açığın nedeni.
Hırsızlık, suistimal başta tüm suçlara göz yummanın nedeni.
Aklınıza ne gelirse tüm kötülüklerin anası yolsuzluktur.
Medya, siyaset, bürokrasi, bilim ve aydın dünyasının ahlak sorunu diye üstünü kapattığı konu, işte bu organize yolsuzluktur. Halbuki ahlaķı da, dini de bozan, dejenere eden, yok eden bu sistemdir. Sistem değişmeden yolsuzluk sona ermez.
Kimse dile getirmiyor. Enkazların nedeni de siyasetin organize ettiği veya önlemediği yolsuzluktur. Bürokrasiyi yöneten siyaset istemezse kimse simit bile satamaz. Siyaset devlet gemisinin kaptanı olarak milletten tam yetkilidir. İstese kimseye göz açtırmaz. İstese yolsuzluk yapanın çanına ot tıkar. Mütayitler, her kapıyı açan veya kapayan siyasetin uzantısıdır. Daha doğrusu siyasetle organize olmayan iş dünyasına bütün kapılar kapalıdır.
TEMEL SORUN : YOLSUZLUK
Sağlam diye ruhsat ve iskan verilen, projesinde her türlü yetkilinin, mimar ve mühendisin imzası bulunan binalar, kısa bir süre sonra çürük diye yıkılıyor. Minareyi çalan kılıfını hazırlıyor. Gerekce hazır : Binalar yoruluyormuş. Los Angeles, Newyork, Bostonun bir asır önce yapılan gökdelenleri tarihe meydan olurken bizim mühendis ve mütayitlerin yaptığı binalar her nedense kısa sürede yoruluyor. Yeni yapılanların yorulmayacağı ne malum. Satılırken çürüktür, ileri de yıkılacak deselerdi kimse almazdı. Her şey devleti yönetenlerin denetiminde ve imzasıyla yapılıyor. İzin ve ruhsat almadan simit bile satılmayan bir ülkenin halkı, maalesef enkaz altında kalmaya devam ediyor. Herşey kağıt üstünde çok güzel ama sorumlularda Allah korkusu, ahlak, vicdan, ahlak, ahiret inancı olmadığı için bu kaderi yaşıyoruz. Siyaset, bürokrasi ve mütayit üçgenini koruyan yolsuzluk sistemi yüzünden halk mağdur oluyor. Sistem, yolsuzluk ve suçluları koruma üstüne kurulu. Sistem, düzgün insanı ve düzgün iş yapanı cezalandırıyor.
Sömürge ülkelerde sistemin özü şudur: siyasetin istemediği bir yolsuzluk varsa, siyaset bunu cezalandıran sistemi kurmak ve bunu önlemek yerine, yolsuzluk ayyuka çıkana kadar buna ortak olur, hissesini alır. Konu ayyuka çıkıp kendine zarar vermeye başlarsa, kahraman edasıyla mücadele rolüne soyunur ama bundan bir şey çıkmaz.
Bu sistemi yok edeceğini üstüne basa basa söyleyen siyaset, halkın desteğini alır, karşı çıkan ise silinir. Mal beyanı, nereden buldun yasası, yolsuzluk yapanın tüm varlığını ve yolsuzluk rantlarını müsadere yasası acilen çıkarılmalıdır. Yolsuzluk, ekonomi ve devletin işleyiş çarklarını yağlayan yararlı bir yöntem gibi takdim ediliyor. Yolsuzluk önlenirse, avantajı kesilen sistemin ve devlet işlerinin duracağı, devletin ve ekonominin çökeceği anlayışından vazgeçilmelidir. Mal beyanını ve nereden bulduğunu internette yayınlayan kendini temize çıkarır. Çıkaramayan ise siyaseti bırakır, bırakmalı ama sistem buna izin vermiyor.
Özetlersek, bir ülkeyi sömürge haline getirmenin yolu, demokrasi kılıfı altında siyasetin organize ettiği yolsuzluk sistemini kurmaktan geçer. II. Dünya savaşı sonrası Fulbright eğitimiyle bu sistem kuruldu. Tüm sorunların anası, sürekli sorun üreten ve bunları çözme edasıyla kördüğüm haline getiren yine bu sistemdir. Bu Hacivat-Karagöz tiyatrosunda, yaratılan sorunlar da sahte çözümler de ona aittir. Asıl enkaz, üzerimize çöken bu sistemdir. Bu enkaz üzerimizden kalkmadan hiçbir sorunu çözemeyiz. Kimsenin böyle bir niyeti olmadığına göre, kurtuluş ümidi maalesef yok. Kim gelirse gelsin, sistem değişmezse enkaz altında debelenmeye ne yazık ki devam edeceğiz.
1999 depreminden sonra yazılmış eski bir yazı.
Bu yazı 868 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
14 Mart 2025
HASTALIK BORSASINDA KAYBOLAN SAĞLIK - 2008
-
28 Şubat 2025
SAĞLIKTA KÜRESEL DEVRİM
-
16 Şubat 2025
NEDEN BÖYLEYİZ? - 2
-
11 Şubat 2025
KISIRLIK LAFLA ÖNLENMEZ
-
27 Ekim 2024
NEDEN BU KADAR HASTAYIZ
-
27 Ekim 2024
ÇÖZÜM NE?
-
21 Ekim 2024
SAĞLIKTA KÜRESEL OYUNLAR
-
19 Ekim 2024
HASTALIK BORSASINDA KAYBOLAN SAĞLIK - 2008
-
15 Mayıs 2024
OTLARLA ALDATMAK - 2017
-
7 Mayıs 2024
MODERN SÖMÜRÜDEN POSTMODERN SÖMÜRÜYE...
-
4 Mart 2024
NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
-
13 Ekim 2023
GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
-
27 Eylül 2023
ÇARE SİZSİNİZ 2008
-
17 Temmuz 2023
NEDEN BÖYLEYİZ?
-
20 Nisan 2023
GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
-
14 Şubat 2023
BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
-
8 Şubat 2023
SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
-
4 Mayıs 2022
YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
-
12 Mart 2022
HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
-
11 Ekim 2021
TÜM SORUNLARIN ANASI
Yorumlar
+ Yorum Ekle