Dr.
Kemal Yeşilçimen
10 Ekim 2021
BİR ÇEKİRDEK ZARINA BİLE HÜKMEDEMEZLER
Ortalama bir insan vücudunda 70 trilyon hücre varken, mikroorganizma sayısı ise bunun on katı kadardır.
Katrilyona yakın sayıdaki hücrelerin yapısı, sitoplazma ve içinde bulunan çekirdekten ibaret olup, bunların yaşaması sitoplazma zarı ve çekirdek yani nukleus zarının akıl almaz derecede yönetimine muhtaçtır. Bilim ve teknolojideki gelişmelere rağmen, hücrenin sitoplazma zarındaki kanallara etki eden ilaçların keşfine rağmen, çekirdek zarına hükmetmek mümkün değildir.
Bundan 14 asır önce hücrenin hayal bile edilemediği bir dönemde, Kuranı Kerim bu gerçeği açıklıyor :
Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş’i ve Ay’ı buyruk altına almıştır. Herbiri belirlenen bir süreye kadar akıp gidiyor. İşte Rabbiniz Allah bu; mülk ve yönetim O’nundur. Onun dışında yakardıklarınız ise bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. FÂTIR SURESİ �" 35/13
Hücre zarıyla çekirdek zarı arasındaki farkı bilmeyenler, Fatr suresindeki "Bir çekirdeğin zarına bile hükmedemezler" ayetindeki ilahi gerçeği nasıl anlasın? Hücre zarı deyip geçmeyin. Çoğu hücrelerde sitozol ile hücre dışı arasında oldukça dar, seçici ve inorganik iyonların geçişine izin veren protein kanalları vardır. İyon kanalları belli iyonlara özgüdür. İyon kanallarından geçiş taşıyıcı proteinlere göre yaklaşık 1000 kez daha hızlıdır. Açık bir kanaldan saniyede 1 milyon iyon geçebilir. İyon kanalları her zaman açık değildir. Kanalların ağzı gelen uyarılara bağlı olarak bir “kapı” ile kontrol edilir. İyon kanalları yapı ve işleyişine göre üç çeşittir. 1) Ligant kapılı iyon kanalları 2) Voltaj kapılı iyon kanalları 3) Mekanik kapılı iyon kanalları. Bütün bunlar hücre zarı diye bilinen muazzam bir evrende oluşan ve her salise düzen içinde sürdürülen mekanizmalardır.
Ligant kapılı iyon kanalları nörotransmitter veya başka bir sinyal molekülünün bağlanması ile açılır. Na+, K+, ve Cl- gibi iyonları belirli ligantlar aracılığı ile geçirir. Voltaj kapılı iyon kanalları plazma zarının iki tarafındaki elektriksel potansiyelinin değişimine bağlı olarak açılan kanallardır. Na+ , K+ , Ca+2 ve Cl- iyonları yoğun olduğu yerden zarın diğer tarafına kontrollü bir şekilde bu kanallardan geçirilir. Mekanik kapılı iyon kanalları ise mekanik uyarı ile açılan kanallardır.
Pasif difüzyon ile geçişte, taşınacak olan spesifik molekül zarın bir yüzeyine bağlanır. Daha sonra taşıyıcı protein molekülün diğer yanda serbest kalmasını sağlayacak şekilde değişikliğe uğrar. Taşıyıcı proteinlerle şekerler, amino asitler ve nükleosidler taşınır. Pasif difüzyon ile geçişte ise taşınacak olan spesifik molekül zarın bir yüzeyine bağlanır. Daha sonra taşıyıcı protein molekülün diğer yanda serbest kalmasını sağlayacak şekilde değişikliğe uğrar. Taşıyıcı proteinlerle şekerler, amino asitler ve nükleosidler taşınır.
Basit ve kolaylaştırılmış difüzyon ile geçemeyen maddeler aktif taşıma ile hücre zarından geçer. Hücre çok fazla maddeyi enerji harcayarak hücre dışına atar ya da gerekli maddeleri ekstraselüler sıvıdan içeri alır. Şekerler bazı iyonların yardımı ile hücreye alınır. Amino asitler ve benzer aminler hücreye aktif taşınma ile geçer. Aktif taşımada taşıyıcı proteinler kullanılır. ATP bağımlı aktif taşınmaya örnek, sitoplazma zarının her iki tarafında ATP enerjisi ile iyon pompaları 3 çeşittir :
1) Sodyum-Potasyum pompası (Na+ ,K+ ATPaz)
2) Kalsiyum pompası (Ca2+ ATPaz)
3) ATP bağımlı H+ (proton) pompası.
Hücrenin dışında içeriye göre 10-15 kat daha fazla Na+ iyonu bulunur. K+ hücre içinde dışarıya göre 30-35 kat daha fazladır. Plazma zarının iki tarafındaki bu iyon dengesi Na+ -K+ ATPaz pompası ile sağlanır. Hücrede bulunan genetik mataryeli taşıyan DNA RNAnın oluşumu, çalışması ve bilgiyi gelecek nesillere aktarması ise tesadüfen olması imkansız olan muhteşem bir tasarım.
Büyük moleküllerin geçişi ise, endositoz, fagositoz, pinositoz, ve ekzositoz gibi hassas mekanizmalarla olur. Zararlı maddeler hücre içine alınarak sindirilir, artık maddeler ise hücre dışına atılır. Hücre biyolojisi binlerce cilt bilgi içeren bilim dalı olup burada anlatılan, hücre zarının akıl almaz oluşumu ve işleyişinin tesadüfen olmasının imkansız olduğudur.
Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş’i ve Ay’ı buyruk altına almıştır. Herbiri belirlenen bir süreye kadar akıp gidiyor. İşte Rabbiniz Allah bu; mülk ve yönetim O’nundur. Onun dışında yakardıklarınız ise bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. FÂTIR SURESİ - 35/13
Bu yazı 604 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
4 Mart 2024
NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
-
13 Ekim 2023
GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
-
27 Eylül 2023
ÇARE SİZSİNİZ 2008
-
17 Temmuz 2023
NEDEN BÖYLEYİZ?
-
20 Nisan 2023
GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
-
14 Şubat 2023
BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
-
8 Şubat 2023
SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
-
4 Mayıs 2022
YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
-
12 Mart 2022
HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
-
11 Ekim 2021
TÜM SORUNLARIN ANASI
-
10 Ekim 2021
-
9 Ekim 2021
ASIL PANDEMİ BU !
-
8 Ekim 2021
POSTMODERN SÖMÜRÜ
-
7 Ekim 2021
EĞİTİM NASIL OLMALI?
-
1 Ekim 2021
YÜZ YIL SONRA...
-
20 Ağustos 2021
GERÇEK ÇÖZÜM BU
-
11 Ağustos 2021
KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
-
10 Ağustos 2021
SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
-
27 Haziran 2021
ASIL PANDEMİ BU
-
6 Haziran 2021
ÇEVRE SAVAŞI
Yorumlar
+ Yorum Ekle