En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
12 Mart 2022

HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !





HEKİMLİK ÖLDÜ, 
YAŞASIN DOKTORLUK !

14 MART TIP BAYRAMI 2012 YILI YAZISI :
 

• Küreselleşen dünyada hekimlik mesleği, hastalıkları önleyen ve  sağlığı koruyan bir sanat olmaktan çıkarak hastalara ilaç ve yüksek teknoloji giydiren bir konfeksiyona dönüştü. Hekimin ilgisi ve iyileştirici gücü ise ilaç, teknoloji ve paraya devredildi. Artık hekimin saygınlığı bile kariyeri, şöhreti ve aldığı ücreti kadar...  İnsanı Tanrının emaneti olarak gören, sağlıģı korumaya kendini adayan, vicdan ve merhametle dertlere derman olan hekimlik, yerini sermayenin neferi olmaya zorlanan doktorluk mesleğine bırakıyor.

 • Hekimliğin güçlü iki temeli vardır. Birincisi; sağlık; hastalıkları, acı ve ızdırabı önleme, insan hayatını kurtarma, ikincisi de; bu gaye uğruna kendi hayatını adamak. Bu iki temelden yoksun hekimlik duygusuz robotluktur. Sağlıkta dayatılan küresel anlayış, hekimliğin bu iki temelini yok ediyor. Maneviyattan yoksun maddeci anlayış, kutsal otorite olan hekimi, sermayenin askeri olmaya zorluyor. Dev hastanelerin şaşalı salonlarında cepheye sürdüğü doktoru günah keçisi ve şamar oğlanı yapıyor. Hastayı hekime karşı kışkırtan, hekimi de paranın askeri yapmak isteyen küresel anlayış, iki tarafı sigortalı olmaya mecbur ederek, hiçbir riske girmeden ve hiçbir emek harcamadan hem küresel yaşam tarzıyla hasta ederek, hem ilaç, teknoloji satarak, hem de milyarlarca insanı ve doktoru sigorta ederek trilyonlarca doları cebe indirmeye devam ediyor. Hastaların kanı, canı, gözyaşı, doktorların da paha biçilmez gayreti, trilyon dolarlık küresel sektörün cebine para olarak akıyor.

• Geleneksel tıbbın ‘hastalık yoktur hasta vardır’ anlayışında, genetik ve bünyesel farklılığı nedeniyle her hastanın hastalığı farklıydı. Bu yüzden hekimler de hastanın dilinden ve ruhundan anlayan, onun bünyesine göre davranan kutsal bir otorite idi. Bu anlayışın hakim olduğu dönemlerde hastayı korkutan dev hastaneler, cihazlar ve fabrikasyon ilaçlar yerine, hekimin ilgisi ve şefkati vardı. Hastaları fabrikasyon robotlara benzeten yeni anlayış ise, konu mankeni yaptığı hastaları geri plana iterken, hastalıkları ve şablon tedavileri ön plana çıkardı. Artık hastalar,  hastalıkları bile birbirinin kopyası olan, aynı tornadan çıkmış robotlarmış gibi, aynı şablon tedavilerin konu mankeni. 

 • Eskiden doktorlar tüm varlıklarını, hastalıkların önlenmesi ve sağlığın korunmasına adamışlardı. Ecdad yadigarı Haseki, Haydarpaşa, Vakıf Guraba gibi hastanelerin başını çektiği Osmanlı vakıf hastaneler sisteminde, para kazanma değil, hayır işleme, sevap kazanma anlayışı hakimdi. Bu vakıf hastaneler sistemi ticareti değil sağlığı esas alıyordu. İnsanı parçalayan parça başı performans ucubesi geçerli değildi.

• Peki şimdi nasıl? Küresel sağlık sisteminde doktorlar, sağlıktan değil hastalıktan para kazanıyor. Performans adı verilen bu sistemde ne kadar hasta bakar, ne kadar ameliyat yaparsanız o kadar para alıyorsunuz. Daha fazla para almanın yolu daha fazla hastalıktan geçiyor. Daha fazla kar etmek hırsıyla her alana yayılan piyasa tanrısı, sağlığımızı yarış pistine çevirirken sağlık çalışanlarını da para hırsıyla koşturulan yarış atı yapıyor. Bu yarışta kullanılan ‘Performans’ adı verilen kırbacın amacı, trilyon dolarlık küresel değirmeni döndüren yorgun atları koşturmak. Hedefi ise ilaç ve teknolojinin üretim dağlarını öğütmek. Bu değirmen, gerçekte hastalıkları değil sağlık ve hayatımızı öğütüyor. Uygulandığı her yerde hasta sayısını ve ölümleri azaltmıyor, aksine artırıyor.

• Sağlığı ticarileştiren ve daha fazla para kazanmaya dayanan bu sistem; zincir hastaneler, ithal doktorlar ve milyar dolarlar getiriyor. Hastalıkları önleme yani yaşadığımız akvaryumu temizleme ise bu yapı için çöküş getiriyor. Hastalıkları önlerseniz zincir hastaneler, ilaçlar, cihazlar ve gittikçe büyüyen trilyonlarca dolarlık sektör ne olacak? Hastalık canavarının yaşaması için artan hasta sayısının kurban olarak verilmesi gerekiyor. Piyasaya çıkan milyon dolarlık yeni akıllı ilaçların fiyatı hastanın aklını alıyor. Medyada ağlayan bebekler ve anneleri çaresiz bırakan canavar, doktoru ve devleti günah keçisi ilan ediyor. Kurulan acımasız sistemin temeli bu. Hastalıkların önlenmesi, hastalıktan beslenen bu canavarı aç bırakıyor. Doktorlar ise bu canavarı beslemek ve onun kölesi olmak istemiyor. Çünkü dayatılan bu kölelik, hekimliğin ruhuna aykırı. Sorun özgürlük sorunu, çözüm ise bilim ve akıl oyunu.

HASTALIK BORSASINDA KAYBOLAN SAĞLIK  

• Seri üretimi yapılan ilaç ve teknolojinin maksimum tüketimi için, yaşam tarzının piyasaya sürdüğü hasta kuyruklarını kar amacıyla işleyen dev hastaneler fabrika gibi çalışıyor. Paket fiyatlarla kurulan hastalık borsasında satılık hastalıklar, hasta ve hastanelerin beğenisine sunuluyor. Seç, beğen, al! Hastaneler ucuz fiyat biçilen hastalıklardan şikayet ederken, hastalar köşe bucak fark almayan hastane arıyor. Yaratılan moda herkesi hasta ediyor.

• Hastayı müşteriye indirgeyen bu yeni anlayış, korku tüneline sokulan müşteriler için satılık hastalıkları, ilaçları, teknolojiyi ve 'guidelines' adı verilen tıbbi kuralları dayatıyor. Hekimlik sanatı da sanat olmaktan çıkarak alışveriş merkezleri gibi dev hastanelerde seri imalata geçen konfeksiyon işine dönüşüyor. Maneviyattan yoksun bu anlayış, hastaları, kesilip biçilen konfeksiyon ürünü, hekimleri de hayat kurtarma ve sağlığa kavuşturma şevk ve heyecanından yoksun konfeksiyon işçisi olmaya zorluyor.

• Sevilen, sayılan ve kutsal bir otorite gibi duran hekim algısı artık yok! Hekim yüzünüze değil bilgisayarın ekranına bakarken sizinle değil bürokratik işlemlerle ilgileniyor. Soğuk makinaların içinde, bilgisayarların  teşhis ve tedavisine sunulan, ölçülüp biçilen, borsada işlem gören ve menkul değerlere çevrilebilen hastalık dünyasında yaşıyoruz. 

• Sağlık ise paranın gücüne göre alınıp satılan tüketim malzemesi oldu. Sosyal güvenlik kurumunun paket programına giren hastalar, hastalık borsasında ödenen para kadar hizmet alabiliyor. Hastanelerin sağlıksız salonlarında ‘sıradaki gelsin’ komutuyla harekete geçen hastalar, dev süpermarketlerde alışveriş krizine girmiş müşteriler gibi köşe bucak şifa arıyor.

• Artık hekimin ve hastanın robotlaştığı, sağlığın ise metalaştığı duygusuz ve vicdansız bir dünyada yaşıyoruz. Bu yeni dünya, kanıta dayalı bilim ve tıbbı tabulaştırırken sektörün yönlendirdiği milyar dolarlık araştırmaların özeti olan bilimsel rehberleri kutsal kitaba dönüştürüyor. 

• Dün yumurtayı, tereyağını yasaklayan, bugünse helaldir diyen kutsal(!) metinler karşısında, hastalar ne yapacağını ve kime inanacağını bilemiyor. Dün sigarayı ve alkolü tedavi olarak öneren küresel anlayış, her yıl dünyada 10 milyondan fazla insanı öldüren sigara ve alkol için sessiz. Dünya ve insanlığı yaşam tarzıyla hasta eden, süründüren, öldüren küresel anlayış, trilyon dolarları iç ederken, fedakar hekimleri bu sistemin neferi yapmak istiyor. Küresel hazineyi dolduran araştırmaları, ilaçları ve teknolojiyi kutsallaştıran bu yeni tıp anlayışı, sağlığı korumak ve hastalıkları önlemek yerine, gittikçe büyüyen dev bir sektör yaratıyor. Sağlığın önündeki en büyük engel; hayatımızın her noktasına burnunu sokan, kurallar koyan, özgürlüğü kısıtlayan, tehdit eden ve hatta aforoz eden işte bu küresel sağlık anlayışı.  

• Hastayı para olarak gören küresel anlayış, hekimin iyileştirici gücünü de paranın gücüne devrediyor. Paranın karşılığı ise her zaman sağlık olarak dönmediği için, hastanın hekime olan saygı ve güveni sarsılıyor. Müşteri haline getirdiği hastayı kışkırtarak çatışma ortamı yaratan bu anlayış, her iki tarafı mahkemelik hale getiriyor. Hastalıktan beslenen sistem, ahlaki ve insani değerleri yok ederken doktorları maksipuan peşinde koşan paramatik robotlara dönüştürüyor. Hekimler ise yaptıkları her hizmetin parayla ölçülmesinden ve paragöz olarak anılmaktan rahatsız. Hekimler beyinlerine taksimetre takılmasını istemiyor. Bilimi esas alan ve sağlığa odaklanan doktorlar, para etrafında dönen bu dünyada yaşamak istemiyor. Herkesi hasta, hastayı müşteri ve her şeyi de para olarak gören küresel anlayış, sağlık ve hayatımız önünde en büyük engel. Bu engel sanıldığı gibi tıp kurumu veya bilim dünyası değil, tıp ve bilimi de zorla bu yola sevk eden küresel sağlık anlayışı.

• Hastalıkları önlemek ve sağlığı korumak için çırpınan hekimliği öldüren küresel anlayış, kendi çıkarlarına göre formatladığı doktorları cepheye sürüyor. Küresel sağlık anlayışının şifresi : Hasta et, cebini boşalt. Kırbacı performans, sloganı ise : Haydi aslanlar hasta üstüne. Günde 50 hasta, yılda 800 milyon hasta. 

• Hastaların kanı, canı, gözyaşını paraya çeviren küresel anlayışın gayesi sağlık değil, bitmek bilmeyen kazanma hırsı. Sağlık ve hastayı metalaştıran bu sistem, pazarlama görevi verdiği hekimi komisyoncu duruma düşürüyor. Kutsal vakıf şifahanelerinin yerini, kar etmezse kapanacak olan hastaneler alıyor. Bu dev hastanelerin sağlığı koruma ve hastalıkları önleme işlevi ise budanmış durumda. Sosyal Güvenlik Kurumları ve hazinenin oluk gibi akıttığı harcamaların devamı için gerekli olan bu! Yoksa hastaya susayan, sürekli hasta üreten ve hastalıktan beslenen bu sistem her an çökebilir. Oysa ki bu sistem yüzünden devlet ve toplum yapısı çöküyor, kimse farkında değil.  

• Hastalıklara harcanan para, 9 yılda 8 kat artmasına rağmen, halkımız eskisinden daha sağlıklı değil. Son 30 yılda ilaç, aşı ve teknolojiye harcanan trilyon dolar sağlık olarak geri dönmedi. Her yıl doktora müracaat eden 800 milyon hasta, küresel sağlık anlayışını özetliyor : hasta et, cebini boşalt.

Giderek hasta bir topluma dönüşüyoruz. Bu sonuçlara yol açan bataklığı kurutmak yerine, salgın haline gelen hastalıklarla uğraşmaktan sağlık sistemimiz yorgun. Hayatımızı karartan felaketin boyutunu çizelim : Bu sinsi sağlık savaşında ülkemizin kayıpları, günümüzün işgallerinden, tsunamiden ve beklenen depremde tahmin edilen kayıplardan daha fazladır.

Artan hekim sayısı hastalık savaşının seyrini çok güzel özetliyor : 1923 yılı hekim sayısı : 554, 1960 yılı hekim sayısı : 9826 , 2013 yılı hekim sayısı : 130.000. 2023 hedefi ise 200.000.

Önlenebilir ölümlerde dünya ve olimpiyat şampiyonuyuz. Kalp yetmezliği oranı HAPPY isimli araştırmaya göre, dünya ortalamasının 3 katına çıkmış, yani dünya ve olimpiyat şampiyonu olmuşuz haberimiz yok.  CREDİT isimli araştırmaya göre, Türkiye`de 8 milyon böbrek hastası bulunuyor yani her 7 erişkinden biri böbrek hastası. Şeker hastası sayısı 1990'da 1 milyonken şimdi 10 milyonu geçti. 

ABD’de 30 yıl önce günümüze göre % 400 fazla olan kalpten ölümler ve kalp damar hastalıkları, önlemler sonucu azalırken, bizde neden azalmıyor ve sürekli artıyor? Hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, diyabet ve şişmanlık adeta salgına dönüşmüş durumda. Kanser, akciğer, böbrek, ruh hastalıkları... çığ gibi artıyor. 17 milyon kişi hipertansiyon hastası, çoğunun bundan haberi bile yok. Bir düzine hastalığın anası olan diyabet patlama yapmış, sebebi ne? Salgın halini alan hastalıklar neden önlenemiyor? Hasta sayısı ve sağlık harcamalarının birlikte artması yüzünden, sektör dev bir pazara dönüşüyor. 

İçinde yaşadığımız akvaryumu hastalık üreten bataklığa çeviren her çeşit kirlenme, felaketlerin asıl nedeni. Her yıl 110.000 kişiyi öldüren, milyonlarca kişiyi de hastalıktan süründüren sigara ve yol açtığı hastalıklara her yıl 25 milyar $ ödemeye devam ediyoruz. Hasta eden yaşam tarzı yüzünden, ‘şunu yiyin, bunu yapmayın’ türünde öneriler, sağlık ve hayatımızın kilitlendiği kara kutunun şifrelerini ne yazık ki çözemiyor. Bizler bu öneriler peşinden koşarken, yaşam tarzımız hastalık üretmeye devam ediyor. Sağlık ve hayatımızı kirleten akvaryumda debelenip duruyoruz. Hastalık üreten bataklığı kurutmak yerine neden sivrisineklerle uğraşmak zorunda kalıyoruz? Bunca hastane, doktor, ilaç ve parayla yaptığımız, hasta balıkları son sistem makinalarla temizleyip yine aynı bataklığa atmak. Kanser eden yaşam tarzı onbin dolarlık kanser ilacını tedavi diye yutturuyor. Medya ise pahalı ilaçları devlet versin diyerek sektöre pazarlama yapıyor. Bataklık oluşumunu önlemeyi idrak edemiyoruz. Tehlike anında, takılan çipten çobanına mesaj atarak koyunları bile koruyan bir dünyada, insanımızı koruyan benzer bir sistemi neden kuramıyoruz? Fırat kenarındaki koyundan bile Hz. Ömer’i sorumlu tutan inancımız, insanı koruyan bu sistemi kurmayı emrediyor. Kötülük ve hastalığın çaresi önlemektir. Hastalıkları önleme ve sağlığı koruma savaşı ciddi bir şekilde yapılırsa, hasta sayısı hızla azalacak ve toplum sağlıklı olacaktır. Bilimsel veriler çok açıktır.

Bu ortamda hayatını tehlikeye atarak gece gündüz fedakarca çalışan hekimlerimizin 14 mart Tıp bayramı kutlu olsun.

Üstün hekimler hastalıkları önler,  vasat doktorlar hastalıkları erken teşhis ve tedavi eder, diğerleri ise hastalıklardan yarar sağlar.  (Huang Dee, 4600 yıl önce, Çin’in ilk tıp kitabı). 

KAYNAKLAR 

1. http://onedio.com/haber/insanlik-tarihinin-en-kanli-10-savasi-369639  
2. Yılda 372 bin kişi pisi pisine ölüyor. http://arsiv.sabah.com.tr/2005/07/24/gun101.html 
3. Erişkin diyabetli sayısı 1990'da 1 milyon. TKD Arşiv 2000; 28: 20-26. 
4. Kalp krizi ölümlerinde Avrupa'nın zirvesindeyiz. http://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/58911.aspx 
5. Türk Kardiyoloji Derneği Ulusal kalp sağlığı raporu - 2007 
6. 'Happy' kalp yetmezliği araştırması.http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kardiyologlar-istanbul8217da-toplandi-676-405-6680.html 
7. TURDEP-1 ve TURDEP-2 (2010) HEM BEL HEM KALÇA BÜYÜYOR.  http://www.milliyet.com.tr/turk-insani-genisliyor--diyabet-artiyor----pembenar-detay-sagliklibeslenme-1301390/ 
8. Türkiye'de şişmanlık ve diyabet alarmı! http://www.sagliktagundem.com/haber/turkiye_de_sismanlik_ve_diyabet_alarmi.htm
9. Hastalıkların maliyeti 47 trilyon doları bulacak. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/dis-haberler/tr-hastalklarn-maliyeti-47-trilyon-dolar-bulacak-1-76-37482.html 
10. "Her yıl sigaraya 25 milyar dolar harcanıyor! - Son Dakika Haberleri" https://www.trthaber.com/m/?news=her-yil-sigaraya-25-milyar-dolar-harcaniyor&news_id=306615&category_id=6
11. SAĞLIK HARCAMALARI 9 YILDA 8 KAT ARTTI.http://www.medimagazin.com.tr/hekim/sgk/tr-saglik-harcamalari-9-yilda-8-kat-artti-2-18-34892.html 
12. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-dunya-saglik-harcamalari-127-trilyon-dolara-cikacak-1-11-65015.html
13. http://m.milliyet.com.tr/-en-az-3-4-milyon-kiside-kalp-yetersizligi-var--magazin-1008728/
14. KAÇAK SİGARA TERÖRÜ FİNANSE EDİYOR. http://www.milliyet.com.tr/kacak-sigaranin-para-trafigi-gundem-2058743/ 
15. Kanada'da 58 milyarlık Sigara Davası.http://www.milliyet.com.tr/kanada-da-58-milyar-lik-sigara-davasi/gundem/gundemdetay/09.06.2012/1551346/default.htm
16. http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kalp-damar-hastaliklarinin-tedavisi-ve-korunmasi-yetersiz-kaliyor-olum-vakalari-artiyor
17. 1999'da ABD'de sigara şirketleri sağlık masrafları için 25 yılda 246 milyar dolar ödemeyi kabul etti  
http://gundem.milliyet.com.tr/kanada-da-58-milyar liksigaradavasi/gundem/gundemdetay/09.06.2012/1551346/default.htm 
18. 30 YIL SONRA TÜM TÜRKİYE DİYABET OLACAK :http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-30-yil-sonra-tum-turkiye-diabet-olacak-2-12-65643.html
19. 21. YÜZYILDA BİR MİLYAR KİŞİ SİGARADAN ÖLECEK.  http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/03/150319_sigara_olum
20. BÖBREK HASTALIKLARINDA DÜNYA ŞAMPİYONUYUZ. http://www.gencdiyaliz.com/forum/showthread.php?tid=2812
21. "Uzmanı uyardı: Kansere bağlı ölümler artabilir" https://www.yenicaggazetesi.com.tr/service/amp/kansere-bagli-olumler-artabilir--prof-dr-tezer-kutluk-uyardi-506293h.htm


Bu yazı 853 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,204 µs