En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
7 Mayıs 2018

HEDEFİMİZ : BİLİM VE TEKNOLOJİDE DEVRİM



TÜM YAZILAR İÇİN ALTTAKİ KUTUYU TIKLAYINIZ

Türkiye sağlık sektörü 2023 yılında akıllı ilaçlar, pahalı teknolojiler ve sağlık turizmi nedeniyle 170 milyar dolara ulaşacak. Teknoloji üreten gelişmiş ülkelerin bütcesini bile zorlayan sağlık harcamalarındaki bu astronomik artışı lehimize çevirebiliriz.  Bunun yolu, hastalıkları önleyen ve milli ilaç - teknoloji üretimini planlayan milli kongrelerden geçer. 

Hastalıkları önlersek her yıl en az 20 milyar dolar tasarruf edeceğiz ve sağlıklı toplum olacağız. Bunun için herkese çekiç dağıtan hastalık odaklı tıp eğitimini, acilen sağlık odaklı yapmalıyız yani hastalıkları önleme tıp eğitiminin temeli olmalıdır.

İkinci olarak, tüketim odaklı 60 araştırma hastanesinde üretim odaklı bilimsel araştırma merkezleri kurmalıyız. Dünya 4. Endüstri devriminde ilerlerken Arge merkezleri, teknokentler, tübitak ve arge ve knowhow paylaşımına razı olan küresel şirketlerle birlikte, bu araştırma merkezlerini acilen kurmalıyız. Son 30 yılda trilyonlarca dolar harcadığımız ilaç ve teknolojiyi ülkemizde üretmenin yolu, bu araştırma merkezlerini ve  üniversite - sanayi işbirliğini kurmaktan geçer. Kaynaklarımızı tüketen palavra araştırmaların ilacı, kullandığımız teknolojiyi üretmeyi planlayan araştırmalardan geçer. Yapacağımız teknolojik üretimi doğal pazarımız olan 2 milyarlık Türk - İslam alemine pazarlanacağını bilen küresel firmalar knowhow ve argesini bizimle paylaşacaktır. Daha doğrusu Türkiye pazarı bizimle işbirliği yapanlara açık olacak ve onlara her türlü destek verilecektir. Zaten yerli ve milli girişimler için 135 milyarlık destek verildi.

Bu iki atılımı yapmazsak, anjiyo cıhazının bir vidasında bile yabancıya muhtaç oluruz. Bilim ve teknolojide milli ve yarli girişimlere verilen teşvıkler çok güzel ama bu söylediklerimiz yapılmazsa kaynaklar buharlaşır.  Ekonomiden üretime, siyasetten savunmaya kadar herşeyin temeli teknolojidir. Teknolojiniz yoksa akıllı telefondan uçak ve otoya kadar dışa bağımlı olduğunuz için ekonominiz bozulur, borç almak zorunda kalırsınız. Borç alan emir alır. Düyunu umumiden, Dervişe mahkum olduğumuz 2001 krizlerine kadar bu acıyı son 2 asırdır yaşıyoruz.

Silah, füze kalkanı, uçak, nükleer teknolojiniz yoksa, savunmanızda dışa bağımlı olursunuz, Milli güvenliğiniz ve siyasetiniz vesayete dayanır. İkinci dünya savaşı sonrası dayatılan Marshall misyonu ve Fulbright anlaşmasının hedefi vesayet altına almaktı. Fulbright eğitimi, zihinlere vesayet yazılımı yani bilimsel mandacılık yüklemektir. Eğitim dış kaynaklı olursa, zihinleriniz, yaşam tarzınız, kültürünüz milli olmaktan uzaklaşır, gayrimilli olur. Düğünleriniz bile gavur düğünü gibi olur. Savaşların hedefi, sömürüyü pekiştiren yaşam tarzını dayatmaktır. Acıtmadan yapılan bu savaşın adı zihinsel savaştır. Hedefi bilim ve teknolojiden uzak, tüm değerlerini kaybetmiş zombi toplum yaratmaktır. Ülkeleri bilim ve teknolojiden uzaklaştırmanın yolu da, mistik yaşam tarzını empoze eden uydurma bir din ile bunu empoze eden bir avuç din adamından geçer. Koca Hint kıtası bu yöntemle acımasız bir şekilde sömürüldü. Bilim ve teknolojik üretimde bir İtalya etmeyen 57 İslam ülkesi de yine bu yolla acımasız bir şekilde sömürülüyor. 

Zihinlere gayrimilli yazılımı yükleyen Fulbright eğitimi ve yabancı kolejler yozlaşmaya ve beyin göçüne yol açarken akademiyi bilim ve teknolojide mandacılığa mahkum etti. Zihinsel işgalin kadroları, milli aşıdan milli uçağa kadar yaptığımız üretimi engelledi. Milli teknolojik hamleler darbelerle, gayrimilli medya ve iş dünyasıyla önlendi. Trilyonlarca doları dışarıya transferle görevli sömürü dünyasının içimizdeki taşaronları ve komisyoncuları, yerli oto yerine şeftali üretin diye dalga geçtiler. Vesayetin kadroları teknolojik üretimi engellemek için akademinin üniversite-sanayi işbirliğini yok ederek, akademiyi batının papağanı yaptı. Bunlar yüzünden ilaç, aşı, tıbbi teknoloji, oto, uçak ithalatına trilyonlarca dolar ödedik. Cari açığın, ekonomik krizlerin, yoksulluk ve yozlaşmanın, siyasi kargaşa ve kaosun gerçek nedeni Modern sömürgecilik işte budur.Sadece oto ithali bile modern sömürünün nasıl yapıldığını gösteriyor. Yergök ithal araç dolu. 30 milyon aracı ülkemizde üretseydik, bunlara harcadığımız yüzlerce milyar dolar içerde kalır, dış borcumuz olmazdı. Yüksek faizle borçlanmak ve borç verenlerin dayatmaları sonucu asgari ücretli bir ülke olmazdık. Modern sömürü budur. Kazandığımız parayı faize ödüyoruz. Borçlar ise sürekli artıyor. Sömürü lobisi ise bunları biz üretelim, dövizi teknolojik devrim için harcayalım demiyor. Aksine yerli otoda milli teşebbüslere karşı çıkıyor, şeftali üretin diye dalga geçiyor. Ülkeyi modern sömürü ve asgari ücrete mahkum eden bu lobi tasfiye edilmeden Türkiye düze çıkamaz.

4. endüstri devrimiyle zayıf olanın yok olacağı bir dünya savaşına giriyoruz. Bu savaşta teknolojisi olmayan  hasta olan toplumların yaşama şansı yok. Hayati ilaç ve teknolojiyi mutlaka üretmek zorundayız.

Akademi, dünyanın her yerinde organları yöneten beyindir. Akademik yapılar, milli ilaç ve teknolojide araştırma yapmak yerine, küresel reklam ve pazarlama göreviyle devşirildiği için bu ülkeler sömürge pazarı olmuştur. Sömürünün nedeni sömürüye yardım ve yataklık eden akademidir. Modern sömürge toplumların akademileri yabancıya çalıştığı için bu toplumlar teknolojik yönden kasten geri bırakılmıştır. Özetle milli takım için çalışması gereken as oyuncular, yabancıların kucağında kendi kalemize gol atarsa, milli takımın zafer kazanması mümkün değildir. Bilim ve teknolojide atılım yapmamız, akademinin dış boyunduruktan kurtulmasına bağlıdır.

Bilim ve teknoloji üretiminde harem ağası gibi kısırlaştırılan akademi yüzünden ilaç, aşı, BT, MR, akıllı telefon ve benzeri teknolojik cihazlara son 30 yılda trilyonlarca dolar ödedik. Modern sömürü işte budur. Bu savaşta aşı, ilaç, füze kalkanı vermezlerse ne yaparız? Bu cihazların vidası bile Hollanda ve Almanyadan geliyor. 

Biyoteknoloji ve mRNA Üniversitesi ve Araştırma merkezi acilen kurulmalı

Yıllardır anlatıyoruz ama başaramadık. Bütçe açıkları ve cari açığın temel nedeni ilaç, aşı ve teknoloji harcamaları. Buna hiçbir hazine dayanamaz. Bu harcamalar postmodern tıbbın çok pahalı faturası nedeniyle giderek artıyor ve artacak. Buna hazırlıklı değiliz. Sağlık harcamaları 9 yılda 8 kat arttı ama yine de yetmiyor. Ekranlarda ağlayan bebekler, hastalar ve anneler giderek artıyor. Sadece bir hasta için SMA ilacı fiyatı 2.4 milyon $ dersek konu daha iyi anlaşılır. SGK kanser, diyabet  kalp, böbrek... ilaçları için sürekli açık veriyor. Bilim teknolojideki vesayet zihinleri küresel çıkarlara kilitlediği için bu deli gömleğinden çıkamıyoruz, çıkmamız mümkün değil. Beyin gücümüz mandacılık nedeniyle milli çözümler üretemiyor. Önümüzdeki yıllarda mRNA CRISPR teknolojisiyle yeni tedaviler gelecek. Bazı tedaviler geldi zaten. Mesela  SMA tedavisi. Ama fiyatı 2.4 milyon $. Sadece aşıya 5 milyar dolar ödedik. Bu tedaviyi almak isteyenler neyini verecek? Her şeyin tedavisi bulunuyor diye kimse boşuna sevinmesin. Vatandaş yılda 40 milyar TL tutan çok ucuz ilaçların katkı payını bile ödemekte zorlanıyor. Sağlık bütçeleri sürekli açık veren ülkeler milyon dolarlık mRNA ilaçlarının parasını nasıl ödeyecek? Küresel sistem Kızılaya çalışmıyor. Tek çare, kaynakları tek yerde toplayan Biyoteknoloji ve mRNA Üniversitesi ve Araştırma merkezini kurmaktan geçiyor. Acilen. Yoksa ağlayan hastalar, bebekler, anneler kaderimiz olacak. Kaynak yok diyenlere, her yıl 110.000 kişiyi öldüren milyonlarca kişiyi de hastalıktan süründüren sigara, alkol ve zararlarına her yıl 25 milyar harcadığımızı hatırlatalım.

Yapacağımız iş basit :

Teknoloji ve sağlık alanında milli seferberliği başlatan milli kongreler, bu iki sorunu çözecektir. Milli irade bilim ve teknolojide Türkiyeyi süpergüç yapmaya yemin etmiştir. İHA, SİHA, Altay tankı, Atak helikopteri, Göktürk uydusu milli ilaç, milli aşı... başlangıçtır.

Sağlıklı toplum ve teknolojik devrim için milli kongreleri başlatacak üniversiteler arıyoruz. 

Yabancılara çalışan akademinin engellemesine karşı, bu milli devrimi yapacak ülkesini seven akademik kadrolar arıyoruz.

Bayi toplantısına çevrilen kongrelerde reklam ve pazarlama yapmaktan ne zaman kurtulacağız?

Eski vesayet ve sömürü sistemi değişmiştir ama bu sömürüyü sağlayan bilim ve teknolojik mandacılık anlayışını, sömürüye alıştırılan zihinlerden silmek kolay değil. Modern sömürü sistemine alışan beyinlere milli formatı nasıl atacağız? Asıl sorun burada. Soykırım yasası çıkaran ülkelerin bilimsel mandası olmaktan nasıl kurtulacağız? Teknoloji, patent, proje ve üretimi sağlayacak üniversite -  teknokent - sanayi devrimini nasıl yapacağız? İlaç, aşı ve pahalı teknoloji ithaliyle son 30 yıldır trilyonlarca dolar harcadığımız hastalıkların önlenmesi  milli kongrelerin başlıca konusu olmalıdır.

Ülkemizin gerçek ihracatını bile sollayan sağlık sektörü, gerekli atılımı yaparsak Türkiye için fırsat olabilir. Gerekli önlemler alınmaz ve dışa bağımlılık devam ederse, büyük bir yıkıma da yol açabilir.

İzah edelim : 

Gerekenler yapılmazsa neden yıkıma yol  açabilir : Kaynaklarımızı ve hayatımızı tüketen birçok hastalıkta dünya ve olimpiyat şampiyonuyuz dersek tehlike daha iyi anlaşılır. Eğer hasta sayısı şimdiye kadar olduğu gibi çığ gibi artmaya devam ederse milli felaketimiz olur. Çünkü giderek artan hastalık harcamaları ve hasta toplum, ekonomiyi çökertir. Sadece diyabet, kanser, kalp damar hastalıkları harcamaları bile geleceğimizi karartır. Diyabet hastalık harcamalarının dörtte birini yutuyor. Bu yükün altından kalkamayız. Ayrıca hasta bir toplum, düşünemez, sorunlarını çözemez, kendini savunamaz, ayakta bile kalamaz ve üretemez. Hastalıklar içinde debelenir, kuyruğu peşinde koşan kedi gibi hastanelerde ömür tüketir.

Dünyada ve türkiyede büyüyen sağlık sektörü, Türkiye için bir şans ve fırsat da olabilir. Nasıl mı? Türkiye sağlıkta yaptığı devrimle komşu ülkeler için sağlık turizminde lider olabilir. Bu devasa sektörün trilyonlarca  $ tutan ilaç, aşı, tıbbi cihaz ve malzemelerini biz üretmeye ve satmaya başlarsak, bu devrim ülkemiz için milli ve yerli kurtuluş çaresi olur. Milli gelir en az 2 kat artar, süpergüç oluruz. Tabii hastalıkları önlemek şartıyla. Çünkü hasta toplumlar ekonomisini, sağlık ve hayatını tüketir, sömürge olur. 

Hedefimiz : Sağlıklı toplum, bilim ve teknolojide devrim.

Hedefimiz : Tam bağımsız güçlü Türkiye.

 



Bu yazı 1,418 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,607 µs