En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
28 Nisan 2017

GÜÇLÜ TÜRKİYE GELİYOR



TÜM YAZILAR İÇİN ALTTAKİ KUTUYU TIKLAYINIZ

II. Dünya savaşı sonrası dünyayı önce hasta sonra da tedavi eden bir sistem kuruldu. Nasıl mı? Küresel yaşam tarzıyla : GDO, kola, fastfood, şeker, içki, sigara, transyağlar, katkı maddeleri, kimyasallar, tarım ilaçları...

 

Tahıl ve bakliyatın genleri değiştirildi. Hibrit yöntemlerle meyvelerin şeker oranı artırıldı. 70 yıl öncesi başlayan bu tezgahta binlerce yıllık tohumlarımız çalındı, yerine hitlerin Amerikaya transfer edilen bilim adamlarının keşfettiği GDO lu tahıllar verimi yüksek diye konuldu. Zeytinyağımız yerine ABD köylüsünün çicek yağı satıldı. Basma fistan yerine naylon ve kot verildi. Kendi et ve sütümüz yerine Amerikan süttozu ve konserve eti yardım diye satıldı. 

 

Bunlar nasıl mı yapıldı? Çok basit.

 

Bir ülkenin aydın ve bilim dünyasını kolejlerle ele geçirirseniz kendi çıkarlarınızı beyinlerine modern yaşam tarzı diye kolayca yüklersiniz. Diyabet, obesite, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, allerji, astım...bir düzine hastalık patlaması sonrası gelsin paracıklar. 

 

Bugün hastalık sektörü tüm sektörlerin önüne geçti. Hasta ülkelerin hem parasını hem de duasını almak artık çok kolay. Hasta ülkeleri ilaç ve teknolojiye muhtaç etmek çok kolay.

 

Küresel yaşam tarzı, önce aklınızı alıyor, sonra iradenizi yok ediyor. Önce vücudunuzun sağlıklı sistemini bozuyor, sonra da midenin hormon salgılayan sistemi bozulmuş düzeltiyorum diye kesip biçiyor, konu mankeni oluyorsunuz.

 

ABD de yılda 300.000 kişi obesite ameliyatı olurken, bizimkiler biz de niye az oluyor diye üzülüyor. Ama bataklığı yani gıda, çevre ve reklam terörünü önlemek kimsenin aklına gelmiyor. Bermuda şeytan üçgeni ; Medya, Asansör, Taşıt sağlık ve hayatımızı mat ediyor, kimse farkında değil.

 

Türkiye bu küresel oyunu farketti. Artık bizi hasta eden küresel yaşam tarzı değişecek. Sağlıklı toplum olmak için gereken her önlem alınacak, alınıyor.

 

Hedef ; hastalıkları önleme ve sağlığı koruma yani her yönden sağlıklı toplum.

 

Bizi hasta eden, sağlık ve hayatımıza kasteden bu sistem değişiyor. 

 

Hastalık odaklı olan sağlık anlayışı bundan sonra sağlık odaklı olacak. 

 

İşte en büyük devrim bu : SAĞLIKLI TOPLUM.

 

Sağlık bakanlığı, hastalık üreten yaşam tarzını yani eski sistemi sağlık odaklı yapmayı amaçlıyor. Ekmekten suya yapılan düzenlemelerin amacı bu. Fırıncıların ifadesiyle ekmeğimiz eskisine göre daha sağlıklı. İçindeki tuz oranı azaltıldı. 17 çeşit katkı maddesi yasaklandı. Su dolum tesisleri sürekli kontrol ediliyor. 

 

Tarihimizde ilk defa okul kantinlerinde sağlığa zararlı kola, meşrubat, janjanlı zehirler ve fastfood satışı yasaklandı. Daha da önemlisi, çocuklarımızın sağlıklı beslenme terbiyesini bozan sağlığa zararlı reklamlar yasaklanıyor.

 

Sağlıklı nesiller için sağlıklı beslenme ve sağlık bilinci şarttır. Okullarda süt ve benzeri gıdaların dağıtımı bunun için yapılıyor. 

 

Ülkemizdeki obesite ve diyabet salgınını önlemek için sağlık bakanlığı, kamu spotları ve kampanyaları sürekli hale getirdi.

 

Sağlıklı toplum için fiziksel aktivitenin artırılmasına yönelik kampanyalarda bizzat sayın Bakanımız öncülük yapıyor.

 

Sigarayla mücadelede dünyada örnek ülke seçildik. Eskiden otobüslerde sigaradan göz gözü görmez, dumandan boğulurduk.

 

Sağlık bakanlığının katkı ve yönlendirmesiyle medyada sürekli sağlıklı toplum konusu işleniyor.

 

Anadolunun binlerce yıllık geleneksel Siyez buğdayının üretimi Türkiyeyi kaplayacak şekilde artırılacak. Sonra da dünyaya ihraç edeceğiiz. Verimi yüksek Milli tohum çalısmaları son hızla devam ediyor.

 

Ülkemizin kaynaklarını dışarıya pompalayan bilimsel ve teknolojik mandacılık sistemine karşı, şimdi milli ve yerli direniş başladı. Milli ilaç, milli aşı, milli teknoloji çalışmaları son sürat devam ediyor. Artık kimseye muhtaç ve bağımlı olmadan tanktan elektrikli otoya, ilaçtan aşıya teknolojiyi biz üreteceğiz. Milli iradenin kararı bu. Artık Türkiyeye emir verme, tokatlama dönemi bitti. Teknolojik işgale karşı çalışarak, keşfederek, üreterek direneceğiz. Kötü kaderimiz değişiyor, değişecek. 

 

Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak Türkiye yapay kalp pompası üretti. 11 yıl önce bir hayalle başlayan Türkiye’nin ilk kalp pompası üretildi ve hayvanlarda denendi. Doktor, makine ve biyomedikal mühendislerinin geliştirdiği ve ‘İstanbul Heart’ (İstanbul kalp) adı verilen pompa, tasarımından son haline kadar yüzde 100 yerli. Yeter ki kendi insanımıza güvenelim ve teşvik edelim.

 

Bilim teknoloji ve ARGE merkezleri açıldı. Araştırmalar son sürat devam ediyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile VSY Biyoteknoloji firması, yerli kanser ilacı üretmek için çalışmalara başladı. Bilindiği gibi, ülkemizde her  5 ölümden birinin nedeni kanser. Her yıl milyarlarca dolar ithal, ilaç ve teknoloji için dışarıya gidiyor. Ülke olarak yılda yaklaşık 20 milyar lira civarı tıbbi sarf malzemesi, 25 milyar lira civarı ilaç harcaması yapıyoruz ve bu harcamaların yüzde 60’ı maalesef ithal. 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Sağlık Teknokentinde cari açığı artıran ilaç ve sağlık harcamaları alanında ithalatı azaltmaya, yerli üretimi teşvik etmeye yönelik teknolojik çalışmalar başladı. Bu bir devrimdir ve yerli ilaç, yerli sağlık biyoteknolojisi hedefleri bakımından bir milattır. Kendi ilacını üretebilen, kendi aşısını yapabilen ve kendi tıbbi teknolojilerini üretebilen bir Türkiye sürecine giriyoruz. Yerli ve milli sağlık yazılımları, aşı çalışmaları, ilaç üretimi, sağlık danışmanlık hizmetleri ve biyo-medikal mühendislik hizmetleri kapsamında ürün ve materyal geliştirmeye yönelik ‘bende varım’ diyen babayiğitlere kapımız sonuna kadar açık.

 

Bilim ve teknolojik gelişmeler bunlarla sınırlı değil. Akıllı telefon yaptık, elektrikli oto yakında piyasaya çıkıyor. Bütün engellere rağmen ilk defa yerli motor ürettik.

 

ALTAY TANKI, ATAK HELİKOPTERİ, GÖKTÜRK UYDUSU, ANKA İNSANSIZ HAVA ARACI, MİLLİ DENİZALTI, MİLLİ UÇAK, LAZER GÜDÜMLÜ FÜZELER, MİLLİ YAZILIMLAR, ELEKTRİKLİ YERLİ TAŞIT...

 

Kimseden izin almadan, yedi düvele rağmen, kendi silahımızla, kendi irademizle operasyonlar yapıyoruz. Afrin zaferini iman ve teknoloji gücüyle kazandık. 70 yıldır gelişmekte olan ülke diye uyuttukları Türkiyenin üzüm incire mahkum edilen kaderi değişiyor. Türkiye artık kurudukça sulanan, yeşerdikce budanan saksıdaki bir ülke değil. Askerin palaskasından kullandığı silah ve cephaneye kadar, ilaçta aşıya ve her çeşit teknolojiye kadar moden sömürüye muhtaç bıraktıkları eski Türkiye yok artık. Kafesteki Türkiye özgürlüğe uçuyor. Türkiyeye saldırıların nedeni bu. Direne direne kazanacağız.

 

HEDEF : TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE 

 



Bu yazı 1,241 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,266 µs