En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
28 Nisan 2013

GERÇEĞİ ARAMANIN GAYESİ NEDİR?



Gerçekleri araştırmada farklı yöntemler kullanabiliriz. Aradığımız sadece gerçek ise bunda bir sakınca yoktur. Gerçeği arayışın macera dolu yolculuğunda, bulduğunuz yeni gerçekler ise eski düşünce kalıplarını zorlayıp yıkabilir. Sizin için önemli olan hakikat ise eski düşünce ve algılarımız yıkılırsa yıkılsın. Yanlış bildiklerimizden kurtulmadan, onları zihnimizden atmadan gerçeğe ulaşamayız. 

Bu arayışta yanlış olduğu anlaşılan eski gerçekler tarih olurken yeni gerçekler yolumuzu aydınlatır. Olayları yorumlarken kullandığımız zihinsel gözlük ve algılarımız değişir. Gerçekler değişirken biz de değişmeliyiz. Yoksa gerçeği arayışın anlamı ne? Gerçeklerle yüzleşmek bizi ve hayatımızı değiştirmeyecekse hakikat yolculuğu ne işe yarar? Boşuna sıkıntı çekmenin anlamı ne? Herkes niye değiştin, neden fikirlerin değişti diyebilir. Başkaları beğenecek diye gerçek bir hayat yerine yalan yanlış bir dünyaya mahkum olamayız. Yapılacak iş, yeni gerçeklere göre yaşamak mıdır, yoksa geçmişte yaşamak mıdır? Tabii ki değişen gerçekleri dikkate almak ve buna göre yaşamak gerekiyor. Yoksa gerçeği arayış, macera ve riskten ibaret, beyhude bir yolculuk olarak kalır. Göz göre göre, yalan ve hayal dolu bir hayat yaşayamayız. Bunun hesabını da veremeyiz. Hz. Ömeri unutmayın. Hz. muhammedi öldürmek isterken öğrendiği gerçek bütün hayatını değiştirdi ve hayatını hakikate adadı.

BİLGİYİ VE HAYATI GÜNCELLEME NE DEMEK?

Bilimsel bilgilerin çoğu kısa sürede değişiyor. yeni araştırmalar yeni bilgiler demektir. Eski bilgi ve deneyimlerimize sıkı sıkıya bağlanırsak, değişen dünyanın farkına varamayız. Eski oyuncaklarına yapışan çocuğun yeni oyuncakları olmaz. Hayat ve dünya sürekli değişiyor. Eski bildiklerimiz ve inançlarımıza zaman içinde karışan hurafeler ve yanlışlar ne olacak? Bunları temizlemek yerine körü körüne hurafeler peşinden mi koşalım? İşte bu temizleme ve gerçeği yani hakikati ortaya çıkarma disiplinine güncelleme diyoruz. Bilimsel gerçekler de sürekli değişiyor. Artık dünün  moda tedavileri bile değişti. Mesela kimse ülser için midesini kestirmiyor. Ülser mikrobik hastalıkmış diyor antibiyotik alıyor. Değişen dünyanın sorunları karşısında çözümleri de yeni bilimsel gelişmeler ışığında güncellemek gerekiyor. Bilgimizi ve kendimizi güncellemeden körü körüne yalan yanlış bir hayatın peşinden koşamayız. Yanlış bir hayatın figüranı ve piyonu olamayız. Küresel şeytanın yalan yanlış bilgilerle zihnimizi formatladığı bir dünyada, biz kimin hayatını yaşıyoruz? Kaybolan bize ait yaşam nerede? 

İşte günümüz aydınının temel sorunu budur. Gözlüğünün numarası bile değişirken olayları, dünyayı ve hayatı yorumlarken kullandığı zihinsel gözlüğü yani temel paradigması hiç değişmiyor. Marksizmden sosyalizme yıkılan bir dünyada hala eski oyuncaklarına yapışmış yaramaz çocuklar gibi basbas bağırıyor. Ruhsal, sosyal ve zihinsel gelişimi çocukluk dönemine hapsolmuş, bir türlü gelişemiyor.  Aydınımız, dünya ve hayat şartları değişirken, yol ortasında far yemiş tavşan gibi şaşkın ve çaresiz. Aydınımız, hala ormanda saklanan ve II. Dünya savaşı devam ediyor zanneden Japon askeri gibi kendini güncellemekten aciz, hala bir asır öncesinde yaşamaya devam ediyor. Bir çocuk bile eskiyen oyuncaklarını terketmeden yeni oyuncaklara sahip olmayacağını biliyor ama aydınımız tabularına sıkı sıkıya sarılmış, bunlardan kurtulmadan yeni bilgi ve görüşlere sahip olamayacağını bilmiyor. 

Aydınımız körü körüne sömürgecilerin çıkmaz sokaklarında hayat tüketiyor. Değişen ve gelişen dünyadan habersiz. Bilim ve teknolojide, dolayısıyla her şeyde neden bağımlı, bilmiyor. Batı dünyası ilaç ve aşıları vermese hastalıktan sürünecek anlamıyor. Füze kalkanı ve nükleer teknolojisi olmayan ülkeler köle olacak görmüyor. Yurtta ve cihanda sulh diyerek ayakta kalacağını zannediyor. Çağımızda bilim ve teknoloji olmadan yaşamak imkansız, akıl edemiyor. Halbuki Atatürk sadece bilim ve aklı miras bırakmış ama kullanamıyor. Sadece Atatürkün ismini sayıklamakla meşgul.

Aydınımız, yeni bir dünya kuruluyor, görmüyor. 4. sanayi devrimi yapılıyor, habersiz. Böyle bir dünyaya hazır olmayan ülkeler tarih sahnesinden silinecek, bilmiyor. Sömürgecilerin dayattığı iki başlı sisteme yapışmış, laf anlamaz çocuk gibi vermem diye tepiniyor. Hep aynı terane, hep aynı slogan. Sınırlar değişiyor, ülkeler karışıyor tehlikeyi idrak edemiyor. Anlamadığı için Modern sömürgecilerin kurduğu İngiliz - Fransız sisteminde direniyor. Bu köhnemiş sistemle değişen dünyanın dev dalgaları altında batacak farkında değil. Kendi değerlerinden kopmuş, binlerce yıllık tarihini yazan milli Başkanlık sisteminden habersiz. Sosyal olayları ve gelişen dünyayı bilimsel olarak analiz etmek ve değişen gerçeklere göre yaşamaktan aciz. Aydın ve bilim dünyamız değişen dünyayı idrak edip uyum sağlamazsa, dünyaya çarpan göktaşının dinazorları yok ettiği gibi, dünyayı değiştiren fikirlerin ve 4. sanayi devriminin altında yok olup gidecek.




Bu yazı 1,751 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,134 µs