En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
1 Eylül 2008

Yaşam tarzını değiştirmede zihinsel yöntemler



  

Zihinsel yöntemlere geçmeden önce yaşam tarzının nasıl oluştuğunu ve nasıl değişebileceğini kısaca özetleyelim. ,

 

Yaşam tarzı nasıl oluşuyor ?

 

• Gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız her şeyin beynimize kaydedildiği bir girdisi vardır, bir de çıktısı... Çıktısı; yaşam tarzıdır!

 

• Zihinsel  işletim programlarının oluşumunda inançlar tutumları, tutumlar duyguları, duygular da davranışları yaratır.

 

• Her tutum, niyete dönüşen inancın doğal sonucudur. Niyetin davranışlara ve yaşam tarzına dönüşmesi, niyeti yapan iradenin denetimi altında olmalıdır. Ancak, bilgi çağında zihnimizi işgal eden bilgi tufanı, irademizi devre dışı bırakarak tüm bu süreçleri ele geçiriyor ve sanal mikroçipe dönüşerek bizi robotlaştırıyor.

 

• Dış dünyadan zihinlere sızan bu bilgi mikroçipleri, özgürlüklerin sinsice yok edildiği uzaktan kumandalı bir yaşam tarzını dayatıyor. Tüketime göre şekillenen, kredi kartı limitleriyle sınıflanan, reklamlarla belirlenen bir hayatı yaşayan robotlar alemine geçiyoruz.

 

Yaşam tarzı nasıl değişir ?

 

• Gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız her şeyin beynimize kaydedildiği bir girdisi vardır, bir de çıktısı... Çıktısı; yaşam tarzıdır!

 

• Girdileri kontrol edemediğimiz sürece yaşam tarzını değiştirmek mümkün değildir. Beynimize kaydedilen girdileri nasıl kontrol edebiliriz?

 

• Bu günden sonra karşılaştığımız her çeşit bilginin sağlıklı yaşam kılavuzu, bilimsel değerlendirme ve anti-virüs programlarına göre işlenmesi, yararsız ve zararlı bilgilerin elenerek sadece sağlıklı bilgilerin beynimize kaydedilmesi gerekir.

 

• Ancak bu işlem yeterli değildir. Çünkü bizim şimdiki yaşam tarzımız, bu güne kadar beynimize kaydedilen eski bilgilerin oluşturduğu programların eseridir. Arşivimizdeki bu eski programlar, yararsız hatta zararlı bilgileri ve kötü alışkanlıkları da içermektedir. Bu yüzden tüm arşivimizin gözden geçirilmesi, temizlenmesi ve yeni bilimsel gerçekler ışığında derin irademizin verdiği talimatlara göre yeniden yüklenmesi gerekir.

 

• Bu süreç; hastalıklı ve virüslü programların cirit attığı eski bir insandan, sağlıklı yeni bir insanın doğması anlamına gelir ve gerçek anlamda bir devrimdir.

 

• Bu işlemi kolaylaştıran yöntemleri çok iyi öğrenmemiz gerekir.

 

Yaşam tarzını değiştirmede zihinsel yöntemler

 

• ‘İçe dönük yönetim veya içe dönük konuşma’ zihinsel denetimi sağlama ve yaşam tarzını değiştirmede başarılı bir yöntemdir.

 

• İçe dönük konuşma, dış dünyanın aldatma ve dayatmalarına karşı zihnimizdeki derin yönetimi uyarma ve yeniden programlama işlemidir. Bir nevi ‘karanlıkta ıslık çalmak’ gibidir.

.

• İstiklal marşımızın ilk kelimesi güzel bir örnektir. Her türlü korku yaratan felaket karşısında İstiklal marşımız, sonsuz cesaret aşılayan sihirli bir kelime ile başlar: Korkma !  Dış dünyanın ve olumsuz şartların beynimize gizlice yüklediği felaket programlarını siler, özgürlük ve bağımsızlık programlarını beynimize yükler.

 

• Bu yöntemin özü, sağlıklı yaşam tarzının kodlandığı temel program cümlelerinin, bütün hayatımızı yöneten kök hücrelerin nakli gibi zihnimize ekilmesidir.

 

• Bizi köleleştiren yaşam tarzının irademize çuval geçiren acımasız baskılarına ancak bu şekilde karşı koyabiliriz. Böylece bağımlılık ve kötü alışkanlıklar sona ermiş olur. Hayatımızı karartan, bizi köleleştiren dış kaynaklı program ve seçimleri sürekli üreten eski ve zararlı kök hücreler temizlenir, yerine dış dünyanın baskısına karşı koyan, özgür, bağımsız ve sağlıklı yaşam programlarını hayat haline dönüştüren kök hücreler zihnimize ekilir.

 

• Bilindiği gibi kök hücreler, ölümle sonuçlanan birçok hastalıkta umut kesilmiş organ ve dokular için yeni bir umuttur. Kök hücre nakline benzer şekilde irade nakli yapan ‘içe dönük konuşma’ yöntemi, kendi iradesini ve özgürlüğünü kaybetmiş, nefsinin esiri olmuş, kendini yönetme konusunda umutsuz olan insan ve toplumlar için de yeni bir umuttur.

 

• Bu yöntemin temeli yaşam tarzının oluşum mekanizmalarına dayanır: Düşündüğümüz, gördüğümüz, söylediğimiz, yaşadığımız her şey, beynimize kaydolurken, otomatik yönetici programını oluşturur. En gelişmiş bilgisayarların bile erişemediği insan beyninin muhteşem özelliği işte budur.

 

 • Bu nedenle ne düşünürsek, ne söylersek başımıza o gelir. ‘Ben ne sakarım’ derseniz, Alâeddin’in lambasından çıkan dev, bunu emir olarak algılar, sizi sakar yapmak için tüm programları hazırlar ve sizin adınıza başarıyla uygular. Siz peş peşe sakarlıklar yaparken, sessizce ve gururla derin yönetimdeki lambasına geri döner. Bu yüzden insan ya hayırlı, yararlı, olumlu şeyler söylemeli ya da susmalıdır.

 

Kaynaklar : 

 

• www.kemalyesilcimen.com

 

Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap, 2006

 

Helmstetter S.: Bizi biz yapan seçimlerimiz (CHOİCES). Sistem yayıncılık.1996

TÜM YAZILAR İÇİN LÜTFEN AŞAĞIDAKİ KUTUYA BAKINIZ

 



Bu yazı 8,104 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,515 µs