TÜM YAZILAR İÇİN ALTTAKİ KUTUYA BAKINIZ
.
• Gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız her şeyin beynimize kaydedildiği bir girdisi vardır, bir de çıktısı. Çıktısı yaşam tarzıdır !
• Beynimiz, her çeşit bilgiyi derin irademizin direktiflerine göre kaydedip işleyecek ve bunları yaşam tarzına dönüştürecek şekilde tasarlanmıştır.
• Derin iradenin televole yöntemiyle uyuşturulmuş olması halinde ise derin yönetim dış dünyanın eline geçer. Hoş ve boş pembe hayatlar, çağımızın uyuşturucusu olarak toplum iradesini teslim alır.
• Yaşam tarzının nasıl oluştuğunu bilmeden nerede hata yaptığımızı çözemeyiz.
• Derin irademizi devre dışı bırakan temel hata, dış dünyadan beynimize virüs gibi sinsice giren kirli bilgilerin oluşturduğu hastalıklı programlardır.
• Farkında olmadan tekrarladığımız bu zehirli programlar bir mıknatıs gibi başka olumsuz programları da yanına çekerek yaşam tarzımızı karartır.
• ‘Ben ne sakarım’ diyen birinin tekrar tekrar sakarlıklar yapması, kendi yaptığı hatalı programlamaya örnektir.
• Sigara içen veya alkol kullanan birinin ‘atın ölümü arpadan olsun’ diyerek daha bir sürü hataya davetiye çıkarması sonucu, kötü alışkanlıklar peşpeşe yakasına yapışır.
Bu programlar bizi nasıl ve ne şekilde yönetir?
• Dış dünyadan beynimize akan bilgiler beynimize kaydolurken beynimizin muhteşem özelliği sayesinde kendi yönetici programlarını yaratır, bu programlar da seçme yönetimini etkileyen programlara dönüşerek bizi yönetir. Yani beyne giren bilgiler virüs gibi yayılarak ve çeşitli programlara dönüşerek bundan sonraki seçimlerimizi etkiler.
• Bu yüzden ‘elimde değil yapamıyorum’ cümlesi bir virüs gibi tüm irademizi çökertir, teslim alır ve bizi bir elinde sigara içen, bir elinde hamburger tıkınan zavallı birine dönüştürür.
• O halde aklımızdan geçen her düşüncenin, ağzımızdan çıkan her sözün bir seçime dönüşebileceğini ve bu seçimlerin de farkında olmadan bizim yaşam tarzımızı oluşturduğunu anlamalıyız. Sözün özü: 'ya hayır konuş, ya da sus'
.
Bizi kötü tercihlere yönlendiren nedir ve nasıl yapmaktadır?
• AİDS virüsünün bağışıklık hücrelerine sızdığı gibi beynimize nüfuz eden sağlıksız yaşam tarzı, derin irademiz yerine geçerek bizi kendi emirlerini icra eden şişman, hareketsiz, çaresiz ve hasta robotlara dönüştürüyor.
• Paranın gücüne ve tüketime dayanan küresel yaşam tarzı, evrendeki kara delikler gibi çekim alanına aldığı herkesin hayatını değiştirir, yutar ve sindirir.
• En güçlü insanlar ve örgütler bile insanlığın yaşam tarzını belirleyen, dönüştüren bu güce yaklaştıkça inanılmaz derecede değişir, deforme olur. Bu gücün dayatmalarını hayatın gerçeği olarak kabul eder ve boyun eğer. Değişime uğradıklarını ispata çalışır ve bununla övünürler. Bu anormal değişimi hayatın her alanında sürekli yaşıyoruz.
Sağlıksız yaşantımızı düzeltmek bizim elimizde değilse kimin elindedir?
• Derin irademize AİDS virüsü gibi yapışan ve bizi ‘elimde değil yapamıyorum’ diyen zavallılara dönüştüren hastalıklı yaşam tarzından nasıl kurtulabiliriz?
• Yaşam tarzımız, bizim düşünce ve isteklerimize uymuyorsa, örneğin sigarayı bırakmak, kilo vermek, spor yapmak, sağlıklı olmak istiyor ama bir türlü yapamıyorsak, beynimizin derin yönetimi bizim elimizden çıkmış, zihinsel işgali yapan dış dünyanın eline geçmiş demektir. Bizi pelte haline getiren sinsi ve kansız bir savaşın kurbanıyız.
• Bizi bağımlı hale getiren bu savaş, modern kölelik çağını ilan ediyor. Bu sinsi oyuna karşı yapacağımız mücadele ise beden ve ruhumuzun gerçek özgürlük savaşıdır. Asıl büyük cihat işte budur!
.
• Taşıdığımız bedeni kim yönetecek? Patron kim olacak? Dış dünyadan beynimize üflenen programlar mı, yoksa biz mi? Bu açıdan bakılırsa sorun ; özgürlük sorunu, çözüm ise bilim ve akıl oyunu. Bu oyunda, kredi kartı limitleriyle belirlenen özgürlük sahte, taşıdığımız bedeni bizim yönetmemizle kazanılan özgürlük gerçektir. Bu savaşın parolası; gerçek özgürlük.
.
• Sağlıklı olmak istiyorsak öncelikle, bizi hastalık ve ölüme sürükleyen kötü alışkanlıklara bağımlı hale getiren, emrimiz altında olması gerekirken bizi emri altına alan zihnimizdeki derin yönetimi ve onun programlarını tasfiye etmeliyiz. Taşıdığımız bedenin yönetiminde, patron biz olmalıyız. Dış dünyadan beynimize sızan esaret programları değil! Aksi halde bedensel, ruhsal ve sosyal hastalıklardan kurtulmak mümkün değildir.
Söylediklerinize dikkat edin
düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin
duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin
davranışlara dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin
alışkanlıklara dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin
kaderinize dönüşür...
Mahatma Ghandi
Kaynaklar :
• www.kemalyesilcimen.com
• Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap, 8. Baskı, 2008
TÜM YAZILAR İÇİN ALTTAKİ KUTUYA BAKINIZ
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle