En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
28 Nisan 2020

ZİHİNSEL ESARET



SORUN ÖZGÜRLÜK SORUNU

Yediğimiz içtiğimiz soluduğumuz hava kimyasallar, tarım ilaçları, nanopartiküller ile zehirlerken sahipsiz halkımız sihirli gıdalar, mucize bitkiler, pahalı vitaminler peşinde koşuyor, sağlık arıyor.  Sigaranın milyonlarca insanı öldüreceğini anlatan kamu spotları, yasaklamak yerine küresel şirketlere adeta yalvarıyor. İnsan hakları ve özgürlük adına küresel şirketleri koruyan hukuk kurumları, milyonlarca insanı ölduren sağlık düşmanlarına karşı duyarsız. Alkolden sigaraya küresel şirketlerin vergisine muhtaç devletlerin sağlık düşmanlarına karşı önlem alması imkansız. Bilim dünyası ve teknolojiye yön veren, finanse eden şirketlere karşı bilim dünyası sessiz, bindiği dalı kesemiyor.

Küresel oyunları araştıran aydınlar, çözüm üretmede, halkı aydınlatmada yararlı olabilir ama korunmasız halkın küresel tezgaha karşı yapabileceği birşey yok. Trilyon dolarlara hükmeden küresel aklın karşısında gelişmiş ülkeler, devletler bile duramıyor. 370 trilyon dolar borçlu olan ülkeler küresel aklın çözümlerini uygulamak şartıyla borç alabiliyor. Borç veren kuralı koyar, borç alanlar kurala uyar. Dünya borçlu. Borçlu olduğu küresel finansın koyduğu kurallara uymak zorunda. 

Hasta eden yaşam tarzına karşı yapacak birşey yok. Bu yüzden hasta olacak ve güya tedavi olacağız. Sigaradan alkole, sağlıktan sağlıksız gıdalara, kimyasallardan radyasyona kadar yüzlerce trilyon dolarlık sektörlerin ve küresel şirketlerin yaşaması için gereken bu. Bilimsel araştırmalar hasta eden yaşam tarzı değişmez diyor. Para ve gayretle bir süre değiştirsek bile uzun vadede yine bu yaşam tarzı denen kirlenmiş akvaryuma döneceğiz. Modern tıbbın yaptığı ise kirli akvaryumda kirlenen balıkları, son teknolojik ilaç ve cihazlarla yıkayıp yine bu kirli akvaryuma atmak. Her çeşit hastalığa yol açan bu kirli akvaryumu temiz tutmak yani hastalıkları önlemek modern tıbbın veya kimsenin derdi değil. Bu yüzden bedensel, ruhsal, sosyal ve zihinsel hastalıklar içinde debeleniyoruz. Bu yüzden kötü kaderimiz değişmiyor. 

Peki bunları tartışmanın faydası ne : Bilerek hasta olacağız, bilerek öleceğiz, bilmenin faydası bu. Bizi sinsice hasta edip öldüren yaşam tarzını ve perde arkası faillerini bilmeden ölmenin alemi yok. Koyunların bile tehlike anında kalp hızı artınca, üstüne takılı çipten çobanına kurtar beni mesajı gönderdiği bir dünyada, önlenebilir risklerden enayice ölmeyelim. Kanser eden riskleri satanlarla, pahalı ilaç ve teknolojiyi pazarlayanların birlikte çalıştığını bilelim. Belki bilen insanlar, bazı riskler için kısa süreli önlemler alabilir. Ancak her türlü riske karşı uzun süreli bireysel korunma mümkün değil. Bu oyunu bilen devletler, belki hastalıkları önlemek ve sağlığı korumak için gerekli önlemleri alabilir ama dünyayı hasta eden küresel finansa olan katrilyonlarca dolarlık borçları nedeniyle maalesef çaresiz. Ayrıca devletler sigara, alkol ve binlerce riskten aldığı vergilerle yaşıyor. Halkın sağlığını koruma görevi olan sağlık ve hukuk kurumları da görevini yapmıyor. Hasta eden sisteme çomak sokulması küresel şirketlerin, küresel finansın, hastalık lobisinin çökmesi demektir. Kimse cesaret edemiyor. Dünyayı hasta eden küresel sistem çökerse kimden borç alacaksınız? Sigara, alkol, fastfood, aburcuburlar ve bir sürü hasta eden maddeden aldığınız vergi kaybolursa nasıl telafi edeceksiniz? Modern tıp ve devletler dahil kimse bindiği dalı kesmek istemiyor. Bu yüzden hasta et, cebini boşalt, temizle, kirli akvaryuma tekrar at sistemi devam edecektir.

Sigara her yıl 7 milyon insanı öldürüyor, milyonlarca insanı da hastalıktan süründürüyormuş. 

Küresel şirketler sigaradan her yıl 700 milyar dolar kazanıyormuş. 

Onlar kazanırken bizler kaydediyormuşuz. 

Kamu spotları böyle diyerek görevini yaptığını zannediyor.

Pandemi bir sefer oldu geçti. Sigara her yıl katlediyor. Bu yüzyıl 1 milyar insanı öldürecek. Az mı?

Pandemide aslan kesilenler, bu yüzyıl 1 milyar insanın ölümüne yol açacak sigaraya neden göz yumarlar? Alkole bağlı ölümlerde sigaranın yarısı kadar ama bizi korumaya soyunanlar bile hasta eden yaşam tarzına karışmayın diyor. Uyuşturucuya bağımlı olanın devamlı uyuşturucu istemesi gibi zihinsel esaret altındayız. Bu açıdan bakılırsa, sorun özgürlük sorunu,  çözüm bilim ve akıl oyunu. Zihinsel esaretten kurtulamazsak hastalıklardan sürünmeye ve ölmeye mahkumuz. Hasta olmak kader, tedavi olmak lütuf olacak.

Sağlıklı, eğitimli, borçsuz milletlere hükmetmek zordur. Bu yüzden hastalık ve kötülük lobisi yaşam tarzıyla hasta eder, medya ile korkutur, zihinleri kilitler, zombiye dönüştürür. Kafasını kaldıranı kriz, kaos, terör, iç savaş ve salgınlarla ezer. Dünyanın çoğunluğu hasta, fakir ve borçlu. Bu yüzden morali bozuk, korku, endişe, panik içinde. Dayatılan herşeyi yapmaya hazır. Hasta eden yaşam tarzıyla hasta olacak, borç alacak ve küresel sistemin kurallarına uyacak. Biyolojik savaştan hastalık savaşına, genetikten biyoteknolojiye küresel gelişmeleri takip eden sağlık istihbarat örgütü olmadan kurtuluş mümkün değil. Çözümün temeli bu. Neden kurulmuyor?


Bu yazı 481 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,969 µs