En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
23 Mart 2020



SALGINLAR NASIL ÖNLENİR(I)

Sağlık ve hayatımızı tehdit eden bu küresel virüs salgını hakkında herkesi aylardır uyarıyoruz, neden?

Hastalıkların perde arkasını bilmeden ne önlem alabiliriz, ne de gelecekle ilgili öngörüde bulunabiliriz. Çünkü perde arkasında küresel bir komplo varsa, aylarca çalışıp keşfedilen ilaç ve aşılar işe yaramaz hale gelebilir. Çünkü virüs mutasyona uğradığı gibi, insanlık alemini yok edecek yeni virüslerde piyasaya sürülebilir.

Evet, hastalık ve salgınların perde arkasını bilmeliyiz. Çok değil yakın zamanlardaki salgınları incelersek küresel oyunu kolaylıkla görebiliriz. 2005’de kuş gribi, 2009’da domuz gribi benzer senaryo ile vizyona girmişti. DSÖ Başkanı Dr. Margaret Chan, ABD nüfusunun yüzde 40’ının domuz gribi olacağını, dünyada milyonlarca insanın öleceğini söylemişti. Dünya Bankası domuz gribinin maliyetinin 3 ila 4,4 trilyon dolar arasında olduğunu, beklentide 142 milyon, iyimser rakama göre ise 70 milyon kişinin öleceğini söylüyordu.

Kuş gribi ve domuz gribi senaryosu tutmayınca küresel oyun fiyaskoyla neticelendi. Sadece yerli tavuk nesilleri imha edildi. Hazırlanan etkisiz aşılar ise geri kalmış ülkelere  pazarlandı. Yüzlerce biyolojik savaş araştırma merkezindeki çalısmalar devam ederken, 2015 te SARS ve Coronanın birleşimiyle nihayet aranan virüs bulundu. Covid19 virüsünün biyolojik savaşta kullanılabileceğini akla getiren makaleyi, bilim dünyası, yönetimler ve aydınların dikkatine sunalım : A SARS-like cluster of circulating bat coronaviruses shows potential for human emergence. Nature medicine volum 21(12) december 2015 

Bundan tam 5 yıl önce, bir grup bilim adamı bir araştırma yapmışlar : Yarasalarda bulunan bir coronovirus türüne bildiğimiz SARS corona virüsünün spike proteinini (virüsün ACE2 reseptörünü kullanarak hücreye girişini sağlıyor) kodlayan genetik materyalini revers genetik metodla monte edip bir yeni Chimeric (hibrit) corona virus yaratmışlar. Sonrada bu virüsle in vivo ve in vitro bir takım deneyler yapıp bu virüs üzerinde çeşitli ilaç ve aşıları denemiş ve hiçbirinin işe yaramadığı sonucuna varmışlar. Böyle bir virüs ortaya çıkarsa, mahvoluruz mealinde bir sonuca varmışlar, iyi mi? Daha da ilginç olanı, bu araştırmacıların ikisi Wuhan biyogüvenlik laboratuvarından.

Virüsün yapay olarak laboratuvar ortamında üretildiğine dair kanıtları bir yana bırakalım, bu konuda kanıt olmasa ne yazar? Virüs tamamen doğal ortamda ve tamamen evrim yoluyla oluşsa ne olacak? Bu virüs doğal diye  biyolojik savaşta kullanılamaz mı? Böyle doğal ortamda oluşan bir sürü virüsten, işine gelen virüsleri seçip laboratuar ortamında çoğaltan ve biyolojik savaş amacıyla kullanan ülkeler veya terör örgütleri olamaz mı? Fazla ölüme yol açmadan sadece karantina yoluyla ekonomileri felç eden, ülkeleri çökerten Covid19 gibi bir virüsü kullanmak, şeytani anlayış için çok mu zor? Petrol için dünyayı kana bulayanlar, dünyayı hizaya getirmek için nükleer silah kullanmaktan çekinmeyenler, geride hiçbir kanıt ve iz bırakmayan böyle akıllı bir virüsü neden kullanmasın? Sprey tarzında hazırlanan virüsleri metro, AVM ve kalabalık yerlerde çaktırmadan kullanacak bir sürü terör örgütü dünyada sürdürulen kalleş savaşın aptal taşaronu.

Virüsün yapay olarak veya laboratuvar ortamında üretildiğine dair hiçbir bilimsel kanıt yok diye biyolojik savaş yok, bu virüs salgını kendiliğinden doğal olarak oluyor diyemeyiz. Hayvandan insana, insandan da insana geçmesi, biyolojik silah olmadığına kanıt olamaz. Biyolojik savaş, doğal olarak bulunan veya evrimleşen virüs, bakteri ve parazitleri kullanarak yapılan savaşın adıdır. Kızılderili soykırımına yol açan virüslü battaniyeler laboratuvar ortamında gelistirilmedi,  doğal ortamda gelişen bildiğimiz virüslerle yapıldı. Günümüzde biyolojik savaş laboratuvarları, doğal ortamda evrimleşen ama planlanan hedefe uygun virüsün araştırılması, seçilmesi ve kullanılmasını sağlıyor. İnsanlığı yok etme hedefiyle sadece ekonomik kriz çıkarma ve dünyayı ev hapsine mahkum etme hedefi, farklı hedefler olduğu için hedefe uygun virüslerin kullanılmasını gerektirir. Günümüz teknolojisi ile genetiği ile oynanmış virüsler kolay bilinir diye, ölümcül yapay virüsleri kimse kullanmaz diyemeyiz. Yapılan Bilimsel araştırmalarda virüsün laboratuvar ortamında üretildiğine dair kanıt yok diye Covid19un biyolojik savaşa uygun olmadığını söyleyemeyiz. Bu kanıya varmak için dünyayı, ekonomiyi, sağlık ve hayatı etkilemeyen sonuçların olması gerekir. Bu virüs oynanmamıs bir virüs diyen araştırmanın yorumu, olsa olsa virüsün doğal ortamda geliştiğini söylemek olabilir. Doğal ortamda evrimleşen virüsler biyolojik savaşta kullanılamaz mı? Bu sorunun cevabı, virüsün yol açtığı sonuçların içinde gizlidir. Covid19 dünyayı, ekonomiyi, sağlık ve hayatı perişan ettiğine göre ayrı bir araştırmaya gerek var mıdır?

Diyelim ki virüsün yapay olarak veya laboratuvar ortamında üretildiğine dair hiçbir kanıt yok. Virüs tamamen doğal ortamda ve tamamen evrim yoluyla oluşmuş olsun. Böyle doğal ortamda oluşan bir sürü virüsten, işine gelen virüsleri seçip laboratuar ortamında üretip biyolojik savaş amacıyla kullanan ülkeler veya terör örgütleri olamaz mı? Mesala fazla ölüme yol açmadan sadece karantina yoluyla ekonomileri felç eden, ülkeleri çökerten Covid19 gibi bir virüsü kullanmak, şeytani anlayış için çok mu zor? Sprey tarzında hazırlanan virüslerle kalabalık yerlerde virüsü yaymak kolay olduğuna göre, kimsenin böyle birşey yapmayacağından nasıl emin olabiliriz? Petrol için dünyayı kana bulayanlar, dünyayı hizaya getirmek için nükleer silah kullanmaktan çekinmeyenler, geride hiçbir kanıt ve iz bırakmayan böyle akıllı bir virüs silahını neden kullanmasın? ABD, neden Çin virüsü diyor? Koskoca Çin açık ve net elimizde kanıtlar var, Covid19 virüsünü Wuhana siz soktunuz diyor. İngiltere ise virüsün kasti olarak yayıldığını ima ederek önleyemeyiz diyor. Sürü yöntemi lafının asıl nedeni bu. Yoksa ölen ölür kalan sağlar bizimdir anlayışı değil. Almanya Koch enstitüsü bütün bu olanları 8 yıl önceden en ince teferruatına kadar nasıl biliyor ve Alman hükümetine rapor yazıp veriyor?

Biyolojik savaş yok diyenler, bilim dünyasına hakim küresel anlayışın sözcülüğünü yapıyor. Yıllardır çıkacak virüs salgınının ismini, yılını, çıkacağı ülkeyi eyaletine kadar yazan, virüsün kaç kere mutasyon geçireceğine kadar anlatan bilimsel raporlar, kitaplar, filmler için ne diyecekler? HIV yeşil maymundan geçmiş, CORONA yarasa ve yılanlardan geçmiş gibi hikayelerle dünyayı oyalamak komployu gizler. Toplumu bunlarla uyutmak, hergün ölen sayısını ilan ederek moral bozmak ne kazandırır? 

Esas tartışılacak konu; Covid19 salgınını yıllar öncesinden yetkili mercilere haber veren, belgeleyen bilimsel raporlar ve bu raporlara rağmen dünyanın nasıl uyutulduğu. Esas tartışılacak konu yıllar öncesinden bu salgını yeriyle, zamanıyla, cinsiyle ve sonuçlarıyla haber veren kehanet kitapları. Asıl tartışılacak konu ileri teknolojiye sahip virüs, aşı ve biyolojik araştırma laboratuvarları kimin elinde ve bunları kim kontrol ediyor? Milyonları öldüren bir salgın halinde, aşısını bulmak yıllar sürüyor. 7 milyar için aşı üretecek kapasite ise yok. Aşıyı bulan önce kime verir? Yüksek teknolojiye sahip böyle araştırma laboratuvarları, aşı ve ilaç üretim merkezleri yoksa tehlikeli bir salgında kimden yardım alacağız? Milli bekasını düşman ülkelerin vicdanına ve yardımına bağlayan ülkeler, tarihten ilk silinen ülkeler olacak. Yeni savaş yöntemlerini bilmeyen ve kaynaklarını buna göre organize etmeyen milletler, bu yeni savaşta çökecek.

Dünyayı kaos ve krize sürükleyen bu savaşta sağlık orduları, sağlık sistemleri, bilim gücü, ilaç, aşı, tıbbi teknoloji ve teçhizat gücüyle savaşıyor. Savaşı güçlü olan kazanacak, sayılan güçleri zayıf olan ülkeler ise perişan olacak. Bilim ve teknolojik gücü zayıf olan ülkelerin sağlık sistemi ve ekonomisi çökecek ve bu ülkeler hastalık savaşını kaybedecektir. Dünyada 20 ülke aşı yaptık diyor. Biz de yapacağız, yapmak zorundayız. Devletimiz 10 yıldır Milli ilaç, aşı ve biyoteknoloji konusunda Milli kurtuluş savaşı veriyor. Tıbbi cihazlar, solunum cihazları ve koruyucu ekipman üretimi için canla başla çalışıyor. Tek eksiğimiz bu çalışmaları hızlandıracak, dünyadaki ilaç ve aşı argesini bize yansıtacak, transferleri yapacak, hain planlara önlem alacak bir yapı.

Hastalık savaşını yürütecek akıl Sağlık istihbarat örgütüdür. İstihbarat örgütümüz olan beşduyu, beyin ve akıl olmadan yaşamak nasıl ki mümkün değilse, Sağlık istihbarat örgütü olmayan milletlerin de yaşaması, herkesi hedef alan bu kalleş savaşta mümkün değildir. Sağlık istihbarat örgütünüz yoksa ne bilim adamlarınızı, ne de bilim ve teknolojideki kazanımlarınızı koruyabilirsiniz. Keşfettiğiniz şeyler karşı tarafa uçar haberiniz olmaz. Bilim ve teknoloji daima güvende olduğu yerde gelişir. Bunu sağlayacak olan sağlık istihbarat örgütüdur. Ambargo ve salgın halinde, ihtiyacınız olan hayati ilaç, aşı, teknoloji ve bilim insanı transferini sağlayacak olan da yine sağlık istihbarat örgütüdür. Yoksa komplolar kaderiniz olur. Gerçek önleyici ve koruyucu çözüm, virüs saçan salgın odaklarını deşifre edip engellemekten geçer. Yoksa yarın çok geç olabilir. İnsanlık aleminin akıl edemediği gerçek işte bu. Bu çeşit komploları önceden bilecek ve önlem alacak olan yapı yine Sağlık istihbarat örgütüdür. Dünya yangın yerine dönerken klasik yöntemlerle ülkemizi koruyamayız. Evrensel hukuk ve savaş ahlakı var diye yapmazlar diyemeyiz. 

Yıllardır yazılan kitaplarla, bilimsel raporlarla, ifşaatlarla geleceği söylenen virüs salgını, en ince ayrıntısına kadar bilinmesine rağmen hiçbir şey yapılamayışı ve salgının göstere göstere gelmesi, her yere sızarak dünyayı adeta felç eden organize yapıların varlığını işaret ediyor. Bu organize yapı, son 40 yılda ABD den Çine onbinlerce bilim adamı ve mühendisi taşıyarak Çini bilim teknoloji ve ekonomide  dünya devi yapan Küresel akıl olabilir mi? Çin daha önce geri kalmış ülkeler sınıfında idi. Çini afyon savaşları, iç savaş ve komünizmle önce perişan eden, sonra da transfer ettiği bilim ve teknoloji gücüyle ABDye alternatif hale getiren Küresel üst akıldır. 

Çinin her yerinde değil sadece salgın çıkacak bölgelerinde önce dijital teknoloji  ile kameralı takip sistemi kurulmuş, sonra da sisteme yapay zeka yazılımları yüklenmiştir. Salgın çıkar çıkmaz bu dijital takip sistemi başarıyla denenmiştir. Salgının Çinin finans ve yönetim merkezi olan Pekin ve Şangayda salgın görülmezken, onbinlerce km uzakta olan ABDde salgının 50 eyalette birden başlaması ve saman alevi gibi yayılması düşündürücüdür. Çinde kurulan takip sisteminden yoksun olan ABD, İTALYA, FRANSA, İSPANYA...  gibi gelişmiş batı ülkeleri bu salgında perişan olurken, ÇİN bu sistem sayesinde salgını başarıyla ve kısa sürede önlemiş oldu ve şimdi de pandemiye rağmen Wuhanda normal hayata geçiyor. Pandemi kıskacındaki dünya, kurtuluş olarak ya mecburen yeni dünya düzenine geçecek ya da virüs salgını, ekonomik çöküş, kaos, açlık, kıtlık ve salgın hastalıklarla karanlık bir döneme girecek. Bu felaketten kurtulmak için  kurulacak dijital dünyaya girmeyi kabul eden ülkeleri, Üstün olan akıl ilaçtan aşıya kadar koruması altına alırsa kimse şaşırmasın. Tabii dijital parasını da kabul etmeleri şartıyla.

Pandemide ölüm oranı DSÖ nün söyledikleri doğru ise dünya genelinde % 5 üstünde. Ölüm oranının rekor kırdığı İtalyada ise ölümler Almanyaya göre % 900 daha fazla. Almanlar 8 yıl önce Koch enstitüsünün hükümete verdiği rapora göre önlemleri aldı. Sağlık yığınağı yaptı. Belkide yaşlılara grip veya zatürre aşısı içinde covid19 aşısı bile yaptı. Çünkü 2015ten beri covid19un Wuhanda salgın yapacağı ve bu salgının Almanya dahil tüm dünyaya yayılacağını Koch enstitüsü biliyordu. Ölüm oranı dijital takip sisteminin olduğu İsrailde de çok az, hatta en az görülen ülke. Demek ki geleceği öngören bir yapıya sahip.

Bilim dünyası ise kuyruğu peşinde koşan kedi gibi, yayılımı başlatanları görmezden gelerek yayılımı önlemeye ve virüsün sonuçlarını tedaviye çalışıyor. Bilim reaktif değil proaktif olmalı. Yoksa salgınların sonu gelmez. Bilim, aydın dünyası ve yönetimler sonuçlarla mesgulken salgını tezgahlayanlar yeni virüslerle kedinin fareyle oynadığı gibi oynarlar ve salgınların biri bitmeden diğeri başlar. Dünyada küresel sermayenin gölgesinde yeşeren bilim dünyasının, küresel komployu idrak edebilmesi için aklını özgürce kullanması gerekir. Yoksa küresel ezberlerden kurtulamaz. Bilimsel papağanlıkla salgını önlemek zor. Havlu atmak ve defansif kalmak kader olamaz. Ne zamana kadar ev hapsinde kalacağız? Havaların ısınmasıyla ya virüs yok olmazsa? Dünya Sağlık Teşkilatı, şimdiye kadar alınan önlemlerin defansif olduğunu ve salgına karşı artık atağa geçilmesi gerektiğini söylüyor. Tabii ki Bilim Kurulumuzun söylediklerine harfiyen uymalıyız. Bizim eleştirimiz, dünyaya yön veren bilim dünyasının çok yönlü sorgulamadan yoksun olmasına. Bilimin temeli şüphe ve sorgulamadır. Dünyanın sağlık istihbarat örgütlerinin raporları, virüsün gelecekte mutasyon geçireceğini ve dünyanın %70ını etkileyeceğini söylüyor.

Virüsler güneş ve sıcaklık artısı nedeniyle yaza doğru etkisini kaybediyor. Nisandan sonra görülecek nisbi azalma buna bağlı olabilir. Trumpa verilen yüzeyel rapor bu. Trump bu raporlara kanarak salgın nisanda bitecek dedi ve fena halde yanıldı. Demek ki küresel akıl ABD halkının da salgından nasibini alacağını  ve salgının çok uzun süreceğini biliyordu ve Trumpı ters köşe yaptılar. Ayrıca FED aralık ayında henüz virüs olayı yokken anlaşılmaz şekilde ve tarihinde görülmemiş şekilde piyasaya 500 milyar $ sürdü. Nisandan sonra da devam edeceğini söyledi. Plana göre 20 trilyon $ sürülecek.  Aylardır sürekli faizleri düşürüyor. Piyasaya bir günde 1 trilyon $ sürmesi bile nakit ihtiyacını karşılamadı. Şimdi de sınırsız yani sonsuz dolar süreceğim diyor. Sonsuz dolar demek, doların sıfır olması demektir. Neden mi? Lise 1 matematik sorusu : X sonsuza giderken Limit bir bölü x = kaçtır? Dolar sonsuza giderken limit 1 bölü x = sıfır demektir.

FED, birkaç ay önce ABD ekonomisi çok iyi diyordu. Daha virüsle ilgili medyada tek kelime geçmezken aralık ayında piyasaya neden 500 milyar $ sürdü ve bunun nisana kadar süreceğini söyledi. Demek ki virüs salgınının dünya çapında karantinaya ve üretim kaybına yol açacağını, bunun da nakit krizine yol açacağını biliyordu ve buna aylar öncesinden hazırlık için tarihte görülmedik şekilde piyasaya $ sürdü ve sürüyor. Şimdi ise her ABD vatandaşına salgın nedeniyle verilecek biner $ bahanesiyle dijital para kanunu hazırlanıyor.

ABD ve dünyada küresel sömürünün mimarı olan küresel elitlere karşı 11 eylülde her alanda başlayan savaş devam ediyor. Savaşın nedeni küresel elitlere olan 280 trilyon dolarlık borcun giderek artması. Dünya devletleri, ödedikce artan borcun içinden çıkamaz hale geldi. Bu borçların halklara rücu etmesiyle mülkiyetsiz toplum gerçek olacak. Hedef; insani ve ahlaki değerler yok edilerek modern sosyalizm adıyla  zombi topluma geçiş yani postmodern kölelik. Küresel Gizli iktidar açısından kendisine karşı açılan bu savaş, yıllardır hayal ettikleri dijital kelepceyi insanlık aleminin boynuna geçirmek için güzel bir vesile. Borçların alacaklısı olan Küresel akıl kendini tasfiye etmeye hazırlanan bu savaşı, dijital bir hamleyle kendi lehine çevirmiş bulunuyor. Küresel akıl insanlığı minnacık bir virüsle terbiye ederken yıllardır hazırladığı deli gömleğini dijital devrimle insanlık alemine giydirmeye hazırlanıyor. Salgın hastalıklar, ölümler, ekonomik kriz ve kaostan bıkan insanlık alemi, bu deli gömleğini güle oynaya giymek için can atıyor. Karşılığında dijital kölelik sistemini kabul ettiğinin farkında bile değil. Yeter ki küresel aklın araştırma laboratuvarlarında geliştirilen aşı ve ilaçlara ulaşıp önce sağlık ve hayatını, sonra da ekonomi ve sosyal hayatını kurtarmış olsun. Bunun için çipli hayat dahil herşeye razı. Halbuki pandemi bahanesiyle insanlık alemine hazırlanan tuzak şu :

Yeni dünya düzeniyle birlikte demokrasiler ve diğer yönetim biçimleri rafa kalkacak. Yapay zekanın dijital yönetim modeline hazır olun. Aslında dünya ve insanlık alemi, yapay zekayı programlayan küresel iradenin kontrolüne girecek. İnsanlık alemi mikrochiple google yani big dataya bağlanacak. Bunu düşünen yok. Küresel aklın gerekçesi hazır : Demokrasilerde yolsuzluklar sonucu devletlerin küresel sermayeye görünen borcu 255 trilyon $ ve devletlerin bu borcu ödeme şansı yok. Bu borcu yönetilen milletlerin de ödeme imkanı yok. Kurulacak yeni dünyada bu astronomik paralar,  güya halkın refahı için harcanacak. Bu yeni dünyada ordular ve silahlanmaya harcanan paralar da güya insanlık hizmetine sunulacak. Toplumlar ve insanlar arasında çatışmaya yol açan dinler, inançlar, kültürler, zihinsel soykırımla silinecek ve yerine yeni barışcıl yazılımlar yüklenecek. Dini kurumlara harcanan trilyon dolarlar insanlık hizmetine sunulacak. Savaşlara yol açan sınırlar, bayraklar bu yeni dünyada olmayacak. Adaleti sağlamak için yapılan harcamalarda halkın refahı için harcanacak. Gerekce hazır : Eski sistemdeki rüşvet, kayırma, iltimas yüzünden adalet zaten yok. Yeni sistemde yapay zeka, 5G ile çalışan kameralı takiple online yani anında adaleti tesis edecek. Kırmızı ışıkta mı geçtin, ceza anında çipinize yazılacak. Cezadan kaçanın çipi sıfırlanacak. Avukat, hakim ve savcılar görevlerini, yeni sistemde yapay zekaya devredecek. Biyoinformatik zeka, genetik yapıdan hastalıklara, teşhisten tedaviye kadar sağlıkta devrim yaratacak. Tabii bedavaya değil.

Ne sömürülen ne sömüren, insanca hakca bir düzen dedikleri bu düzende eşitlik, adalet, bilim ve teknoloji hakim olacak. Zaten bilimden teknolojiye, 5Gden uzay çağına, biyoteknolojik devrimden yapay zekaya  dünyadaki tüm gelisimi sağlayan kim? Fransız ihtilalinden Kızıl devrimlere, dünya savaşlarından, iki kutuplu dolar imparatorluğuna kadar herşeyi organize eden üst akıl, yeni dünyanın gideceği yeri de belirliyor : Modern sosyalizm. Şu an Çinin belli bölgelerinde deneme sürümü yapılan sistem, hataları düzeltilip mükemmele erişim sağlandıktan sonra, aşama aşama dünyaya yayılacak. Pandemiyi yürüten akıl, ülkeleri koyun gibi önüne katmış, bu yeni düzene doğru sürüklüyor. Ülkelerin çoğu da bu sürüklenişi bilimin gereği zannederek katkı sunuyor. Halbuki gidilen yer, insani değerler ve insanlık için mezbaha.

Yıllardır planlanan dijital devrim böylece başlamış oluyor. Dijital paradan dijital tıbba kadar insanlık alemi, Dijital devrimi bedenlerine takılan mikrochiplerle iliklerine kadar yaşayacak. Hastalık ve salgınlara dayanıksız 1.0 insan yerine, her şeye dayanıklı ve kusursuz 2.0 avatar yakında piyasaya sürülecek. Ancak mutasyona uğrayan virüs salgınlarının öncelikle insanlık alemini canından bezdirmesi gerekiyor. Öyle bedava hayat yok. Virüs savaşı sağlık ve hayatımızı tehdit ederken dijital devrim, zihinsel soykırımla küresel oyunu idrakten aciz, yapay zekayla yönetilen zombi toplumu yaratıyor. Tüm insani, ahlaki, milli ve dini değerlere karşı yapılan zihinsel soykırım, aslında yıllardır sinsice yapılan Great reset yani büyük sıfırlamadır. Salgından sonra kurulacak yeni dünyada, Tanrı rolüne soyunan Küresel Elitin Elçisi; akıllı telefon, kutsal kitabı; cilde takılan mikrochipler, rahmeti ise ulus devletleri ortadan kaldıran dijital para olacak. Bilgisayar simülasyonunun sanal gerçeklik figüranı olacağız. Böyle bir dünyada, biz kimin hayatını yaşıyoruz? Kaybolan bize ait özgür yaşam nerede?




Bu yazı 1,326 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    15,124 µs