27 Mayıs 2017

  İSLAM ALEMİNİ KİM NASIL SÖMÜRÜYOR?

Müslümanların başına gelen felaket ve sorunların nedeni sömürüdür. Vahşi batı önce işgal ediyor, sonra da petrolden doğalgaza, madenlerden her çeşit üretime, zengin kaynakları yağmalıyor. 

Dünyada kurdukları sömürü sistemi darbe ve vesayet üzerine kuruludur. İşgal ederler, iki başlı sömürü sistemini kurarlar, İMF ve içimizdeki oligarşiyle acıtmadan sömürürler. Yöntem bu. Sömürü sistemini bozanları oligarşik darbeyle devirirler ve sisi ile sömürüye devam ederler. Darbeler başarısız olur, sömürü tehlikeye girerse, her çeşit terör ve kaosla ülkeyi perişan eder, koalisyonlarla tekrar teslim alırlar. Dünyada kurdukları sömürü sistemi böyle işliyor. Türkiye, bu sistemi başlarına geçirdi.

Vahşi sömürü bunlarla sınırlı değil. Zihinsel köleliğe yol açan ezberci eğitim, insan kaynaklarını da sömürünün aracı yapıyor. İslam alemi küresel çıkarlara göre zihinleri formatlayan yabancı kolejlerde, kendi evlatlarını, kendi eliyle ve kendi parasıyla sömürü imparatorluğuna kurban veriyor. İki asırdır oligarşik yapı için kurulan yabancı kolejlerden, yurtdışına eğitim için gidenlerin yabancı çıkarlar için devşirilmesine kadar iç ve dış sömürüye elverişli bir sistem kurulmuştur. Hatta Osmanlıyı kurulan bu şebeke yıkmıştır. Eğitim için her fedakarlığa katlanan millet, çocuklarının yabancı çıkarların taşaronu olmasını önleyememiştir. Şimdi de durum farklı değildir. Üniversiteler ve akademi bile, yetiştirdiği elit tabakaya milli ruh veremiyor. Bu eğitimin kurbanları, yabancı çıkarlara reklam ve pazarlama aracı olmayı aydın ve bilim adamı olmak zannediyor. İmam hatip okulları, yabancıya çalışan sisteme alternatif olarak kuruldu. Evlatlarına milli ruh verilirse, sömürüye giden kötü kaderin değişeceği düşünüldü. Milletin bulduğu çözüm bu.

Çünkü Fulbright anlaşmasıyla resmileşen gayrimilli eğitim, milli ruhu yok ediyor. Sömürüyü içselleştiren gayrimilli eğitim, postmodern sömürüyü gelişmişlik olarak sunarken, her çeşit sömürüyü idrakten aciz hale getiriyor. Çalınan sorularla kurulan hırsızlık düzeni devleti ve kurumları ele geçiriyor. Sıra bu sistemin değişmesinde. Yoksa 15 temmuzlar devam eder.

Son 10 yılda cep telefonları ve iletişim hatlarına 250 milyar ödemişiz kimse farkında değil. Trilyonlarca doları son 30 yılda ilaçtan aşıya, uçaktan taşıta ödemişiz bilim ve aydın dünyamızın umurunda değil. Bu sömürgeci eğitim, harem ağasına çevirdiği akademiyi sömürünün aracısı yaparak, bilim ve teknolojik üretimi önleyerek, İslam alemini pahalı teknolojik üretimle borçlandırıp sömürmeye devam ediyor. Sömürünün en gelişmiş şekli olan postmodern sömürü, akademi ve devşirme aydınlar aracılığı ile yapılıyor. Her meslek dalına sunduğu gezi ve eğlencelerle, kongrelerle, cukkalarla yapılan bu postmodern soyguna göz yuman bürokratik oligarşiyi ve muhtar bile olmayı engelleyen gizli iktidarı unutmayın.

Borç alan emir almaya alışıyor. Suud petrolünün 5 dolara sömürülmesi, küresel bankalardaki trilyon dolarlarına el konulması, müslümanları öldürecek silah, füze, uçak ve teknoloji satışıyla trilyonlarca doların hem de takılan madalyalar eşliğinde tokatlanması sömürünün her şeklini acımasızca sergiliyor. Sömürünün her çeşidi ; klasik, modern, postmodern sömürü, suni gündemlerle ve sömürge medyasıyla gizleniyor. 

İSLAM ALEMİNİ KİM NASIL SÖMÜRÜYOR?

Çağımızda telefondan bilgisayara, aşıdan enerjiye keşfeden ve üreten kazanıyor. Keşfettiği ile değil, tükettiği ile övünenin özgür yaşama şansı yok. Milletler ancak bu şekilde ayakta kalabilir, yoksa ayaklar altında kalır. Çağımızda milletler, ancak bilim ve teknoloji ürettiği kadar özgür ve bağımsız. Artık sokaklarda bağırarak özgür ve bağımsız olma dönemi bitti. Bağımlılığın dipsiz kuyusundan ancak bilim ve teknoloji ipiyle çıkabiliriz. 

Gerçek dünyada keşfettiğiniz kadar özgür, ürettiğiniz kadar bağımsızsınız. Bilim ve teknoloji üretemezseniz, yaşama hakkınızda yoktur, şansınızda. Filistin'den Afganistan'a İslam aleminin sefaleti ve zavallı durumunun asıl nedeni bu. Doğal kaynaklara sahip 57 İslam ülkesi bilim ve teknolojide bir İtalya etmiyor. Modern sömürgecilik adı verilen bu sistemin amacı, cep telefonundan uçağa, ilaçtan aşıya ülkeleri acıtmadan sömürmektir.

Hep aynı oyun, hep aynı tezgah : Modern ve postmodern sömürünün yapıldığı İslam ülkelerinde ise faiz ve döviz oyunlarına ilaveten bilimsel mandacılık ve teknolojik kısırlaştırma, akademik yolla ve Fetö benzeri devşirme din adamlarıyla yapılıyor. ARGEye ayrılan milyarlarca doların Fetöcü akademi tarafından devleti ele geçirmek için kullanıldığını unutmayın.

Devşirme din adamları, dış ve iç sömürüyü gizlerken, bu sömürüyü deşifre edip önlemek yerine kendi devletini sömürü aracı gibi gösterirken fakirliği paylaşmayı öneriyor. Sorunların çözümü için akıl, bilim ve teknoloji yolunu açmak yerine, İslam alemini öbür dünya ile oyalamak, özgürlük dini İslamı esaret ve sömürünün acısını dindiren morfine çevirmek bunların küresel misyonu. Orucu zeytinle mi yoksa hurmayla mı açalım tartıştıkları konu bu. Koca Osmanlıyı asırlarca melekler kaç kanatlı diye oyalayan anlayış, şimdi de İslamı ve ramazanı açlığa alıştırma yöntemi olarak görüyor ve adeta sömürüyü kabullenme eğitimi veriyor. Ilımlı İslamcıların görevi ise sömürüye karşı direnişi önleyip sömürüyü imtihan ve kader gibi göstermek, ümmeti sömürüye uyumlu hale getirmek. Churcillin dediği gibi, sömürünün devamı, ümmeti fırkalara ayıran devşirme din adamlarına bağlı. İslam ülkeleri niye acımasızca sömürülüyor, niye kan revan içinde anlayın artık.

Dış sömürü sistemini, oligarşik yapıların iç sömürüsü tamamlıyor. sömürünün doğal sonucu olan yoksulluk ve yolsuzluk adaletsiz, çatışmacı ve sağlıksız bir topluma yol açıyor. Sömürünün her şekli kaynakları tükettiği için kalan kırıntıların paylaşımı kavgaya yol açıyor. Eğitimden, sağlığa sorunlar bu yüzden çözümsüz. Çünkü sömürü nedeniyle kaynaklar yetersiz. Halbuki sömürü önlense sorunlar kolayca çözülecek. Sömürüyü dayatan putperest anlayışın yıkılması, sağlıklı toplumu gaye edinen özgürlük ve adalet dininin doğru idrak edilmesine bağlı. Türkiye özüne dönmeli. Sıkıntıları paylaşarak idrak ettiren Ramazan, bu yönüyle sömürünün sonucu olan yoksulluk, yolsuzluk, hastalık ve her çeşit çarpıklığa karşı ümmetin birlikte direnişi. 

TÜRKİYE ÖZGÜRLÜĞE UÇUYOR

Sömürüye direnen ve İslam ülkelerini sömürüye karşı örgütleyen Türkiyeye saldırılar boşuna değil. Türkiye BM dahil tüm dünyayı uyandırdığı için vahşi batının hedefinde. BM, IMF, DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ, DÜNYA BANKASI, OECD, G8, BİLDERBERG, DAVOS, AVRUPA KONSEYİ gibi kurumların kurduğu sömürü düzenine kafa tutan, posta koyan Türkiye, sömürülen dünya ve İslam ülkelerine kötü örnek oluyor. Sömürü düzeninin canını sıkan bu. Onların istediği, Suudiler gibi her çeşit sömürüye boyun eğen yönetimler. Dünyada kurdukları sömürü düzeni çatırdıyor. IMF nin kovulmasıyla başlayan süreçte Vahşi batıda başlayan olaylar, sömürü düzeninin çöküşünü haber veriyor. Dünyayı sömüren bir avuç oligarşinin kurduğu düzen yıkılıyor. Türkiye gibi ülkelerin başkaldırması, sömürü sistemini tehdit ediyor.

Derviş ve İMF kucağında  % 7500 gecelik faizi % 4’e indiren, toplanan vergilerin % 86’sı faize giderken bu oranı  % 9’a indirip faiz lobisini tokatlayan, modern sömürüyü önleyen Türkiye’ye yapılan saldırılar boşuna değil. ABD’ye, Fransadan Almanyaya İngiltereye kadar yedi düvelin hep birlikte Türkiyeye yaptığı kıskacın, tehditlerin, sinsi saldırıların nedeni bu. Terörden kaosa, ekonomik krizden soykırım yalanına tüm baskıların nedeni bu.

Yaptığı uçakları bile dış güçlerin baskısı yüzünden toprağa gömen, askerin palaskasında bile NATOya muhtaç eski Türkiyeden, kendi teknolojisini üreten ve korkusuzca kullanan, tehditlere boyun eğmeyen, posta koyan yeni Türkiye, sömürü dünyasının canını sıkıyor. Türkiye artık kurudukça sulanan, yeşerdikçe budanan bağımlı bir ülke değil. Oligarşik sömürü düzeninin bütün geometrik yapıları, gizli iktidarları tasfiye edilecek. Paralel, üçgen, yuvarlak ve yamuk yapılar tarih olacak. Kurdukları sömürü düzeni çöküyor. 

YERLİ OTO, ANKA UÇAĞI, ALTAY TANKI, ATAK HELİKOPTERİ, HÜRKUŞ UÇAĞI, GÖKTÜRK UYDUSU, MİLLİ AŞI VE MİLLİ İLAÇ MERKEZİ, F16 YAZILIMLARI...

HEDEF : TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE

Kan revan içinde çırpınan, acımasızca sömürülen İslam aleminin özgür ve bağımsız olması dileği ile…

 

 

 

 

 

Bu yazı 1,474 defa okundu.