En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
28 Nisan 2014



EVRENSEL HUKUKLA KORUNAN SÖMÜRÜ DÜZENİ

Sigara, alkol, fastfood, gazlı içecekler, GDO'lu gıdalar, mısır şekeri, sağlıksız gıdalar, katkı maddeleri, hormonlu ve kimyasallı gıdalar, milli tohumu yok eden evrensel tohumlar…

Küresel şirketlerin çoğu ve uzantıları, hastalık ve ölüm saçıyor.

Kalp, damar, böbrek, diyabet, kanserde ve önlenebilir ölümlerde dünya şampiyonuyuz.

Önlenebilir ölümlerde milyonlarca insanımız pisipisine ölürken, milli değil evrensel hukuk önemli diyebiliyoruz.  Halkımızın yaşam hakkını, bizi hasta eden küresel yaşam tarzının evrensel hukuku mu koruyacak? Evrensel hukuk korumuş olsa milyonlarca insanımız pisipisine ölmezdi(2).

Aşağıdaki kaynakları ve acı gerçekleri lütfen okuyun.

Reklamı yapılan gıda ve içeceklerin çoğu sağlığa zararlı ama hastalık lobisi, hasta edip öldürürken evrensel hukuk diye bülbül kesilenler, seyrediyor.

Örneğin sigara, kanser ve kalp hastalığına yol açıp öldürürken, küresel lobiler evrensel hukuk ve özgürlük diye direniyor. Halbuki aynı anlayış, kendilerine tehdit gördüklerini öldürmeyi, önleyici hak olarak görüyor.

Halbuki, Anayasanın 56. maddesi çok açık : 'Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir'. 

Küresel şirketler çevreyi kirletirken, sigara, alkol, fastfood… ile bizi zehirlerken, evrenselcilerin sesi çıkmıyor.

Hatırlatalım : Bizim sağlık ve hayatımızı koruyanın adıdır Milli. Milli bizim çıkarlarımız, can simidimiz, yegane kurtuluşumuz. Buna karşı çıkan ise gayri milli, küresel… 

Yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz, yaşadığımız çevre bizi hasta eden kimyasallar, katkı maddeleri ve sağlığa zararlı maddeler içeriyor. Ne yani, evrensel hukuk küresel şirketleri koruyor diye, sağlıklı yaşam hakkından vaz mı geçeceğiz?

AYM eski

 

Başkanı bile bizim için önemli olan evrensel hukuk diyor. Milli mahkemelerin kararları ve milli çıkarlarımız evrenselin yanında hikaye.

Kanada, anayasal hak olarak sigaraya bağlı sağlık sorunlarının tedavisi için sigara şirketlerinden tazminat talep etti. Sadece Quebec eyaleti 58 milyar $ tazminat istiyor. 2005�'te Kanada Anayasa Mahkemesi, halkın sağlığını koruyan kararı aldı. 1999'da ABD'de sigara şirketleri sağlık masrafları için 25 yıllık süre içerisinde 246 milyar dolar ödemeyi kabul etti(6).

Peki biz ne yapıyoruz?

Yabancı şirketlerin keyfi için twitter'i, facebooku, youtube'u evrensel hukuk diye sayıklarken, vergi kaçakçılığını bile görmüyoruz. Evrensel hukuk, milli hukuk ve milli çıkarları dövermiş. Yazıklar olsun.

Anayasanın 58. maddesi çok açık bir şekilde devleti yöneten iktidara çok önemli bir görev veriyor :

"Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır"

Devlet önlem almak istiyor ama, hastalık ve kötülük lobisi, 'özgürlük, insan hakları, ticaret serbest' diye taş koyuyor.

İMF'ye muhtaç olduğumuz kriz döneminde, milli mahkemelerin kararlarını evrenselin yanında geçersiz sayan anayasanın 90. maddesini neden değiştirdik?

Lozan anlaşması kararları bile anayasamızın üzerinde değil mi? Önemsiz olan tek şey ; milli irade ve milli çıkarlar. Çok yazık, çok acı.

Küresel şirketlerin kontrolündeki evrensel hukuk tabii ki twitter, sigara, alkol, fastfood gibi küresel şirketlerin çıkarlarını koruyacak.

Küresel irade, sömürü sistemini akıllıca kurmuş. İnsanlığı hasta ederken de tedavi ederken de trilyonlarca doları bir güzel sömürüyor.

Çoğu ülkede iki iktidar mevcut  : 1. Görünen iktidar. 2. Gizli iktidar.

Oynanan resmen tiyatro. Kurgu, tamamen akıl oyunu.

Dünyalılara demokrasi ambalajında pazarlanan oyunun özü şu : Milli iktidarları halk seçecek, gizli iktidarları ise küresel irade belirleyecek.

Milli irade vergileri toplayacak, zamları yapacak ama paraları küresel iradenin uzantısı olan gizli iktidarlar sömürecek.

Gerçek yönetim ve kararlar gizli iktidarların elinde olacak.

Hastalık üreten yaşam tarzını, medya ve gizli iktidar yoluyla küresel irade belirleyecek.

Küresel irade kendi çıkarlarını, evrensel hukuk perdesi altında koruyacak.

Küresel iradenin çıkarlarına karşı çıkanlar ise küresel iradenin belirlediği evrensel hukuk ve uzantıları tarafından özgürlük düşmanı olarak yaftalanıp cezalandırılacak.

Adamlar bu yüzden, milli iradeyi umursamıyor. Bu yüzden, sağlığa zararlı olmasına rağmen kimse fastfoodu, sigara ve alkolü yasaklayamıyor veya tazminat alamıyor. ABD ve Kanada nasıl alyor?

KÜRESEL SÖMÜRÜ DÜZENİ NASIL İŞLİYOR :

Birinci kural; Parayı veren kuralı koyar. Kural denilen şey, parayı verenin çıkar ve isteklerinin evrensel hukuki metinleridir.  Yoksa parayı veren kaybeder. O zaman parayı niye versin? Oya gibi ustalıkla işlenen evrensel hukuk, milli hukukun üstündedir. Paranın gücü, herkesi bu kuralların bekçisi ve sözcüsü yapar.

İkinci kural; parayı veren düdüğü çalar, parayı alan dinler. Yani parayı verenin kural dışı isteklerini de parayı alan dinlemek zorundadır. Bu nedenle parayı verenin hukuku, bir gecede parayı alanın hukuku olur ve 'nasıl bir gecede her şey değişti' diye de hayret edersiniz. Kural basit: 'parayı alan kurala uyar'.

Üçüncü kural; Bir şeyler alan bir şeyler vermek zorundadır, verdiklerine sağlık ve hayatı da dahildir. Bedava konforlu hayat yoktur. İlaçtan teknolojiye, füze kalkanından cep telefonuna onların payını vermek zorundadır. Acı gerçeklerle yüzleşelim.

Küresel iradenin kibarca söylediği acı gerçek şu :

Küresel sistemin üyesi olan ülkeler, küresel sistemin koyduğu evrensel kurallara uymak zorundadır. Bu sistemin nimetlerinden yararlanma karşılığında da küresel sistemin evrensel kurallarını, isteklerini, külfet ve sorunlarını kabul etmiş olurlar. İnternetten  e-postanıza giriyor, tweet atıyor, facebook�'ta arz-ı endam ediyor, dev ekranı zevkle izliyor, uçakla geziyor, tıkanan damarınız stentle açılıyor… Bilimsel tıp sayesinde hayata tutunuyorsunuz. 

Bunları siz mi keşfettiniz? Küresel yapının keşfettiği katrilyon dolarlık bu sisteme bağlananlar, sağlıktan ekonomiye, bilimden teknolojiye kadar onların koyduğu evrensel kurallara farkında bile olmadan harfiyen uyarlar. Uymazlarsa küresel irade uydurmasını bilir. Olmadık zamanda şamarı yersiniz.

NEDEN  BU HALE DÜŞTÜK?

Ekonomiden her konuya tüm sorunların nedeni Osmanlı�'dan beri aynı : Bilimsel ve teknolojik mandacılık sonucu, her konuda dışa bağımlılık. Bu yalın gerçeği, orta gelir tuzağı, ekonomik kaynak kıtlığı, sermaye ve yatırım azlığı, işsizlik, ithalat artışı, döviz kıtlığı, cari açık… gibi laflarla gizlemeye ve halkı uyutmaya gerek yok. İthalat ve cari açık neden artıyor?

İlaçtan aşıya, uçaktan cep telefonuna yüksek teknolojik üretim yapamadığımız için bunları dışarıdan almaya mecbur ve mahkumuz. Bunları almak için fındık fıstık satmak yetmiyor. Küreselleşen dünyada içe kapanma ve yerli malı haftaları derde derman olmuyor. Aldığımız borçları ve tasarrufları da çok gerekliymiş gibi taşa toprağa gömünce, stratejik ürünleri ithal etmek için tek yol kalıyor :

TEKRAR BORÇLANMAK VE FAİZ BATAĞINA SAPLANMAK

Elin adamı, bedava para verir mi? Lafı uzatmadan acı gerçeği söyleyelim : Nitelikli yani teknolojik üretim yapamıyoruz. Aldığımız borçları da Osmanlı'dan beri teknolojik  yatırım yerine saraylara, taşa toprağa gömerek kaynakları israf ediyoruz.

Ecnebi tıynetli aydınların koro halinde söylediği şarkı değişmiyor : Yatırım ve istihdam için dış sermayeye muhtacız, çünkü tasarruf edemiyoruz. Peki neden? Asırlardır tabi olduğumuz faiz ve gizli sömürü düzeni yüzünden tasarruf edecek para mı kalıyor? 70 yıldır aldığımız borçları da, bilim ve teknolojiye yatırmak yerine, Arap'ın gülyağıyla banyo etmesi gibi taşa toprağa ve gereksiz tüketime gömünce geriye tasarruf edecek para kalmıyor. Sarımsağı bile Çin�'den ithal ederken biz neyi tartışıyoruz?

Tarım ve hayvancılıkta aklımızı kullansak bu zincirleri kırarız ama gelen sermaye buna da izin vermiyor. Ucuz ithalat, pahalı üretime taş koyuyor. Gelen sermaye babasının hayrına mı geliyor? Adamlar bir taraftan bize sosyo-ekonomik politikalarını dayatıyor, öbür yandan yüksek faizle bizi sömürüyor. 'Şunu yap bunu yapma' diyor. GDO'lu mısır şekeri şişmanlıktan diyabete kadar bir düzine hastalığa yol açmasına rağmen neden mani olamıyoruz? Çünkü borçlanmanın temel kuralı : Parayı veren düdüğü çalar, para alan dinler. İMF'yi niye kovduk?

TEMEL SORUN : BİLİMSEL MANDACILIK

Gerçek nedeni söyleyelim : Bilim ve teknoloji üretecek sanayi, üniversite ve eğitim kurumları hadım edildi, sanayi ile bunların bağları koparılıp küresel kucağa oturtuldu. Bilim Çin'de bile olsa emrine rağmen, milleti öbür dünya ile uyutan din adamları devşirildi, teste dayalı ezberci eğitimle beyinler kilitlendi. Akıl oyunu işte bu. İslam ülkeleri bu nedenle geri kalıyor. Milli irade yerli oto isterken, bu ahlaksız sistemin mucitleri 'şeftali üretin' diyor. Bilim dünyamız, harem ağası gibi ortalıkta dolaşıyor ama bundan haberi yok. Başkasının ürettiği ayfonla caka satmayı marifet zannediyor. Apple trilyon dolara koşarken, bizim en büyük 500 şirketimiz bir Apple etmiyor.

BU SAVAŞ KÜRESELLE MİLLİ İRADE ARASINDA

Bu savaş, hamburgerle etli ekmeğin, pizzayla lahmacunun savaşı. Gayri milli olanla milli olanın mücadelesi. Bir asırdır değişen sadece savaş ve işgalin şekli. Şimdiki işgal ; ekonomik, teknolojik, kültürel ve zihinsel işgal. Hedef ; bilim ve teknolojide mandacılık yoluyla gizli sömürü sistemini perçinlemek. Dün resmen ve cebren işgal ettikleri topraklarda, bugün zihnimiz dahil her alanda modern sömürü düzeni kurmak istiyorlar. Güzellikle ya da zorla. Sömürüye karşı çıkarsanız, Irak gibi, Mısır gibi olursunuz verilen mesaj bu.

Nükleer santrallerden yerli otoya, ilaçtan aşıya kadar her çeşit teknolojik atılıma karşı çıkmalarının nedeni, kurdukları sömürü düzeninin tehlikeye girmesi. Bir anda ülke çapında başlatılan kaos ve iç savaş provalarının nedeni bu. Hamburgerden, kahveye, çaya, suya, tohuma, telefona, enerjiye… Dibine kadar her şeyi ele geçirip bizleri asgari ücretli köle yapmak istiyorlar. Bundan daha iyi, bundan daha güzel acıtmadan sömüren başka hiçbir düzen yoktur. Akıl oyunu işte bu.

Bu oyunu uyuşturulmuş toplumların anlaması çok zor. Bu oyun, ateş suyu denen alkolle Kızılderili kardeşlerin, kutsal denen kitapla da Afrikalı kardeşlerin uyutulup her şeylerinin ellerinden alındığı oyunun aynısı. Borç veya kredi veriyor tüketime alıştırıyorsunuz, sonra da her şeylerini satın alıp borçlu yapıyorsunuz. Oyunun esası, toplumu tüketim denen uyuşturucuya alıştırmaya dayanıyor. Hedef ; keşfetmeden, üretmeden baba parasıyla en iyi markaları tüketmeye alışan, her şeyin en iyisini isteyen Y nesli. Ondan sonrası kolay.

Sıcak parayla yaşayan ülkeler, serum ve morfinin kesilmesiyle her an krize ve şoka girebilir, yoğun bakıma düşebilir. Yoğun bakımın doktorları hazır ; IMF, Dünya Bankası ve yabancı fonlar. Ama bedava yardım yok. Ne derlerse yapacaksınız. Ülkeleri kucağa oturtmanın en kolay yolu bu. Akıl oyunu böyle oynanıyor. Acı ama gerçek. Ülkeleri acıtmadan sömüren bundan daha kibar ve akıllı bir yöntem yoktur.

ÇÖZÜM : BİLİMSEL ve TEKNOLOJİK DEVRİM

Özgürlük, demokrasi, insan hakları ve adalet için mücadele edenlere hatırlatalım : Bağımlı iseniz özgür olamazsınız. Nasıl olacaksınız ki? Bağımlı iseniz güçlünün hukuku olur, adalet olmaz. Size kendi çıkarlarını evrensel hukuk diye dayatırlar. Bağımlı iseniz medyanızda bağımlı olur, milli iradeye baskı olur demokrasiniz çalışmaz, darbeler ve gizli iktidarlar kaderiniz olur. Yoksulluktan yolsuzluğa tüm sorunlar bağımlılığın bataklığında gelişir. Sorunları çözmenin ilk adımı bağımsız milli iradeden geçer. Bu irade yoksa kedinin kuyruğu peşinde koştuğu gibi dolanıp dururuz. Bağımsız olmanın, bu savaşı kazanmanın yolu, bize güç verecek bilim ve teknolojik devrimdir. Bu güç olmazsa güçlü olana bağımlı olursunuz. Her gün meydanlarda toplanarak, direniş yaparak bu devrimi yapamayız sadece fakirlik ve kaosu paylaşırız.

Keşfettiği ile değil, tükettiği ile övünenin bu savaşı kazanma şansı yok. Bu savaşı kazanmanın yolu, bilim ve teknolojide devrim. Milletler ancak bu devrimle ayakta kalabilir, yoksa ayaklar altında kalır. Artık sokaklarda bağırarak özgür ve bağımsız olma dönemi bitti. Filistin'den Afganistan'a İslam aleminin sefaleti ve zavallı durumunun asıl nedeni bu. Bilim ve teknolojide 57 İslam ülkesi, bir İtalya etmiyor.

Bilim ve teknoloji üretemezseniz yeni kurulan dünyada sömürge olacaksınız. Yani kendi uçağınızı, kendi tankınızı, kendi helikopterinizi, kendi silahınızı, kendi aşı ve ilacını yapamazsanız, sömürge olacaksınız. Mesele bu kadar açık ve net. Kaosa düşen toplumlar, bunları yapmaya vakit bulamayacağı için sömürge olacak.

Bizi kaosa sokanlar, bilerek veya bilmeyerek sömürge yapmak için çalışıyor.

Gizli iktidar, küresel iradenin emrinde çalışıyor.

Hedefleri, Milli devlet ve Milli iktidarı ele geçirmek.

KAYNAKLAR

1. Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap   2. Yılda 372 bin kişi pisi pisine ölüyor.

http://arsiv.sabah.com.tr/2005/07/24/gun101.html

3. Böbrek hastalığında dünya şampiyonuyuz. http://bizimsaglik.com/c/ho.asp?Pagenum=11&id=6455&yid=-1&

4. Soframızda radyasyonlu çatal var. Hürriyet 14 nisan 2006 S:24   5. Dilovası boşaltılıyor. Hürriyet, 2 temmuz 2006, s:16   6. http://gundem.milliyet.com.tr/kanada-da-58-milyar liksigaradavasi/gundem/gundemdetay/09.06.2012/1551346/default.htm   1999'da ABD'de sigara şirketleri sağlık masrafları için 25 yılda 246 milyar dolar ödemeyi kabul etti   7. http://www.medimagazin.com.tr/hekim/sgk/tr-saglik-harcamalari-9-yilda-8-kat-artti-2-18-34892.html    8. http://www.sdplatform.com/Haberler/Haberler/2510/Vaskuler-Risk-Calismasinin-sonuclari-aciklandi.aspx

9. Türk Kardiyoloji Derneği Ulusal kalp sağlığı raporu – 2007 http://www.tkd.org.tr/pages.asp?pg=432   10. 'Happy7' araştırması.

http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kardiyologlar-istanbul8217da-toplandi-676-405-6680.html

11. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1180238&title=400-bin-euroluk-yapay-kalbin-bedelini-artik-devlet-odeyecek   12. TURDEP-1 ve TURDEP-2 (2010) HEM BEL HEM KALÇA BÜYÜYOR. http://kongresunumgazetesi.com/archives/933   13. Türkiye�'de şişmanlık ve diyabet alarmı ! PURE – 2010.http://www.sagliktagundem.com/haber/turkiye_de_sismanlik_ve_diyabet_alarmi.htm   14. Dilovasında çocuklar kanser içiyor. http://www.ntvmsnbc.com/id/25169730   15. http://www.bizimsaglik.com/c/ho.asp?id=7063&Title= Sigara yasağı kalp krizine �"DUR�" dedi   16. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/dis-haberler/tr-hastalklarn-maliyeti-47-trilyon-dolar-bulacak-1-76-37482.html
17. Sigaraya yılda 15 milyar dolar harcıyoruz.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25101255/   18. Yeşilay alkol raporu – 2009. http://www.yesilay.org.tr/Raporlar/2009_Alkol_Raporu.pdf  



Bu yazı 1,620 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,521 µs