En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
14 Ekim 2013

BUGÜN BAYRAM




TÜM YAZILAR İÇİN AŞAĞIDAKİ KUTUYU TIKLAYINIZ   

Yüce Allah, sağlıklı ve huzurlu bir toplum için her çeşit sosyal, zihinsel, bedensel hastalık ve kötülükle mücadeleyi ve iyiliği emreder. Peygamberimizin hayatı en güzel örnektir. İyilik ve sağlığın kutlandığı özel günler bayramlar. Bu mücadelenin muhasebesini bayramlarda yapar, bize lütfettiği iyilik ve sağlık için Allah’a şükrederiz. Bayramların özeti budur.

Bu bayram, fitne ve nifak lobisinin bütün kötülüklerine rağmen huzur ve barış içindeyiz. Artık terör, irtica gibi yaygaraların kötülük lobisinin eseri olduğunu çok net olarak görüyoruz. Binlerce insanımız öldükten ve trilyonlarca lira teröre harcandıktan sonra kardeş kavgası çıkaranların vahşi ve sömürgeci yüzünü artık tanıyoruz. Halkın kültür ve inancını yaşamasını dayatmacı yasaklarla önlemeye çalışanların çirkin emellerini artık biliyoruz. Her çeşit fitne ve nifakla kargaşa çıkaranların bizi sömürge yapmak isteyen dış güçler ve içimizdeki uzantıları olduğunu anlıyoruz. Kardeşlik için kollarımızı sonuna kadar açınca ülke bölündü mü? Tanımadığı insanları hümanizma maskesiyle uyutanlar, asırlardır bir arada yaşayan bu milletin evlatlarına barış içinde yaşamayı neden çok görürler? Bu mu insanlık? Bizi giyim ve kıyafetle köşeye sıkıştıran kötülük lobisi  bugün nerede? Keşke bunların muhasebesini eski bayramlarda yapsaydık ta bu kadar zayiat olmasaydı. 

Bütün engellere rağmen, bu millet çok önemli eserleri başarmaya devam ediyor : Sanki rüya aleminde yaşıyoruz. Çıkarma gemisi yapamadığımız için dün Kıbrıs’tan geri dönerken, bugün radarların göremediği yüksek teknolojiyle donanımlı savaş gemileri yapıyoruz. Beklenen Marmara depremi için soykırım yasaları çıkaran ülkelerin gemilerinden medet uman zavallı bir haldeyken, bugün kendi sanayimizi ve bilim dünyamızı harekete geçiriyoruz. Bugün Marmaray açılıyor, boğazın altından iki kıta birleşiyor. Tarihi zenginliklerle dolu olan topraklarda yeraltını kazmak öyle basit bir olay değildir. 3. Köprü ve havaalanı tam gaz devam ediyor. Hem trafik sıkışıklığından şikayet ediyorlar, hem de bunları kullanırken utanmadan karşı çıkıyorlar. Son yıllarda yapılan yüzlerce köprülü kavşak ve bunca metro yapılmasaydı halimiz ne olurdu diye düşünen yok.  Bayramlar şükür zamanıdır, tabii inananlar için. 

Milli Aşı ve Milli İlaç merkezi açıldı. Artık gücümüz yettiğince bunları biz üreteceğiz. Artık ilaçları piyasadan çekip hayatımıza ve sağlığımıza santaj yapma dönemi sona eriyor. Hastalıkların önlenmesi için hastalık üreten yaşam tarzı sorgulanıyor. Bizi hastalığa hapseden cendereden kurtulmak için çırpınıyoruz. Sigara ve alkolle ilgili düzenlemeler bunun için yapıldı. Hastalık üreten bataklığı kurutmak için Halk Sağlığı Kurumu sessiz sedasız çalışıyor. Medyada her gün görüyoruz : Bizler uyurken isimsiz kahramanlarımız gece gündüz binlerce ton uyuşturucu yakalıyor. Bu milleti zehirleyen ne kadar çok dış güçlerin uzantıları ve baronları varmış. Milyarlarca doları cebe indirirken bizi hasta eden hastalık ve kötülük lobisinin bütün kızgınlığı bundan. Sömürgeci Batının ve işbirlikçi oligarşinin çıkarları zedelendiği an, hemen kargaşa ve kaos çıkıyor. Artık uyuşturucu, sigara ve alkolle gençlerimizi eskisi kadar kolay zehirleyemeyecekler. Sivrisinekleri yok etmek için bataklık kurutuluyor. Bütün sıkıntı, bütün fitne bu yüzden. 

Bizi hasta eden A’dan Z’ye ne kadar risk ve kötülük varsa hepsinin üstüne gidiliyor ve gidilecek. Sağlıklı toplum olmak için başka çaremiz yok. Milyonların tansiyonunu yükselten ve bu yolla kalp damar ve böbrek hastalıklarına yol açan tuz ve zararlı katkı maddeleriyle mücadele devam ediyor. Elimizden alınan doğal ekmeğimize çok şükür kavuşuyoruz. Kimin sayesinde? Tarihe yön veren milletimizi, ‘bir çocuk yeter’ masalıyla sinsice yok etmeye çalışanların çirkin planlarını artık biliyoruz. Bizi Bermuda şeytan üçgeni ; taşıt, asansör ve koltuğa hapseden batı tipi yaşam tarzına karşı harekete geçtik. Artık nefes alacağımız, koşacağımız, içinde yaşayacağımız devasa park ve bahçelerimiz olacak. Şehirlerimiz mazide olduğu gibi sağlıklı sosyal merkezler olacak. Üzüntüyü, kederi, varlığı ve yokluğu bölüşeceğiz. Herkes birbirinin haline kulak kesilecek, iyi ve kötü günde birbirine el uzatacak. Mahalleyi yeniden kuracağız. Hürmetle eli öpülen, saygı duyulan, içten sevilen büyüklerimiz, ak sakallı dedelerimiz, beyaz çemberli ninelerimiz, koruyan gözeten abilerimiz olacak. Çoluk çocuk herkes sevgi ve güven bulacak. Herkes muhabbet ve dostluğu paylaşacak. Bunlar hayatı bayram yapan anlayışın temeli ve manevi boyutu. 

Gelelim bayramın teknolojik boyutuna. İnsansız ANKA uçağı, ATAK helikopteri, yerli oto fiyatına HÜRKUŞ uçağı, Göktürk uydusu, ALTAY tankı… daha sayalım mı? Düne kadar kurbanlık koyun gibi boynumuzu uzatıyorduk yani kurban bizdik. Son 10 yılda sadece cep telefonu ve geyik muhabbet için 250 milyar dolar vermedik mi? Asırlardır süren bilimsel ve teknolojik mandacılığın zincirlerini kırmak öyle kolay ve hemen olacak bir iş değil. Sorun özgürlük ve bağımsızlık sorunu, çözüm ise bilim ve akıl oyunu. Bu oyunu bilen cesur, kararlı ve azimli bir irade gerekiyor. 

Bugün yolcu uçağı üretmek için Ukrayna ile anlaşıyoruz. Bakmayın siz fitne ve kötülük lobisinin geri teknoloji diye çamur atmasına. Bu işler böyle yapılır. Bakınız daha dün yerlerde sürünen komünist Çin batıya kafa tutuyor. Yakında bir numara olacak. Kötülük lobisi bu işe ne diyor? Demek ki irade ve çalışmanın önünde hiçbir güç duramaz. Bunları çıldırtan, bizim milli füze kalkanını kurmak için Çin ile birlikte çalışmamız. Yapamazsınız diye tehdit ediyorlar. Bunların istediği her türlü zillete boyun eğen kucakta demokrasi. Bilim Çin’de bile olsa gider alırız. Milli güvenliğimiz için kimseden izin alacak değiliz. 

Bağımlı iseniz özgür olamazsınız. Nasıl olacaksınız ki? Yoksulluktan yolsuzluğa tüm sorunlar bağımlılığın bataklığında gelişir. Sorunları çözmenin ilk adımı bağımsız milli iradeden geçer. Bağımsız olmanın yolu, bize güç verecek bilim ve teknolojik devrimdir. Bu güç olmazsa güçlü olana bağımlı oluruz. Keşfettiği ile değil, tükettiği ile övünenin kazanma şansı yok. Bağımsızlık ve özgürlüğün yolu, bilim ve teknolojide yapılacak devrimdir. Milletler ancak bu devrimle ayakta kalabilir, yoksa ayaklar altında kalır. İslam alemi bu yüzden batıya kurban oluyor, bu yüzden kan revan içinde. Bilimden teknolojiden haberi olmayan, vahşi batının oyuncağı olur. Filistin’den Afganistan’a İslam aleminin sefaleti ve zavallı durumunun asıl nedeni bu. 57 İslam ülkesi, bir İtalya etmiyor.  

Artık sokaklarda bağırarak özgür ve bağımsız olma dönemi bitti. Bilim ve teknoloji üretemezseniz yeni kurulan dünyada sömürge olacaksınız. Yani kendi uçağınızı, kendi tankınızı, kendi helikopterinizi, kendi silahınızı, kendi aşı ve ilacını yapamazsanız, sömürge olacaksınız. Mesele bu kadar açık ve net. Kaosa düşen toplumlar, bunları yapmaya vakit bulamayacağı için sömürge olacak. Bizi kaosa sokanlar, bilerek veya bilmeyerek sömürge yapmak için çalışıyor. Sadece bunları anlamak bile bizim için bayramdır.

Bilim ve teknolojide devrimin yolu olan eğitim, üniversite ve sanayi arasındaki bağlantıyı kuruyoruz. Elektrikli yerli otoya kadar yapılan çalışmalar sömürü lobisini kahrediyor. Yıllarca tenekeyi araba diye yutturdular. Şimdi de ithal taşıt ve ithal petrole bağımlılığın kırılmasını istemiyorlar. Cari açık kapanırsa, verdikleri borçla faiz ve bağımlılık çukuruna itemeyecekler. Bunları yapacak irade ve güce kavuşmamız, küresel ve yerli oligarşiyi çıldırtıyor. Trilyonlarca dolarlık ballı pazar ellerinden kaçtığı gibi, Türkiye kendilerine dişli rakip olacak. Bütün endişeleri bu. 

Bizi sülük gibi sömüren ve hasta eden bu sürüngen yaşam tarzının ilacı, tüketimi ve israfı yasaklayan inanç ve kültürümüz, Anadolu erenlerinin mütevazi gönül anlayışı. Bu anlayışı hayata geçirmek için gereksiz tüketim ve israfla mücadele ve tasarruf kampanyası başlatıldı. Milli kurtuluşumuz burada yatıyor. Çünkü bu kaynakla, milli uçak, milli helikopter, elektrikli yerli oto, Göktürk uydusu, cep telefonu, bilgisayar, bilişim, enerji gibi milli projeleri bu tasarrufla finanse edeceğiz. Elin oğlu satacağı yüksek teknolojiyi senin yapman için sana para verir mi? Asırlardır bilim ve teknoloji kafesinde hapsedilen kuş, özgürlük ve bağımsızlığa doğru uçuyor. Artık bizi kurban edemeyecekler. Bütün telaş, bütün engeller bu yüzden. 

Bilim dünyası ve tüm bilimsel kuruluşlar, ilk önce ve ısrarla hastalık üreten yaşam tarzını değiştirin diye feryat ederken, bize bu hastalıklı yaşam tarzını dayatanlar, hayatımızı vesayet altına alanlar sağlıklı ve özgür yaşam tarzına geçiş çabalarını neden müdahale olarak görüyor? Nedeni basit : Kirlenmiş akvaryumdan medet umanlar, bulanık suda balık avlamayı seviyor. Onların çıkarı gençlerimizin uyuşturucuya, sigaraya, alkole alışmasına bağlı. Biz artık kurban olmayacağız. Kurban bayramının anlamını artık idrak ediyoruz. İçinde yaşadığımız akvaryuma bağlandığı için sağlık ve hayatımızı kirleten, insanı ve dünyamızı hasta eden kanalların arıtıldığı bir dünya insanlığın da kurtuluşu demektir. İnsanlık ve İslam aleminin hastalık üreten bataklıktan ve kan deryasından kurtulması, sağlıklı, özgür, bağımsız bir dünyada yaşaması dileği ile kurban bayramınız kutlu olsun. 


TÜM YAZILAR İÇİN AŞAĞIDAKİ KUTUYU TIKLAYINIZ    



Bu yazı 1,684 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,630 µs